onaylanmak zorunda kaldı

onaylanmak zorunda kaldı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
onaylanmak zorunda kaldı had to be ratified

onaylanmak zorunda kaldı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
onaylanmak zorunda has to be ratified
onaylanmak to be approved
onaylanmak to be endorsed
onaylanmak get confirmed
onaylanmak to be attested
onaylanmak to be affirmed
onaylanmak being approved
onaylanmak be consented
onaylanmak being acknowledged
onaylanmak become approved
onaylanmak is to be approved
onaylanmak to be sanctioned
onaylanmak undergo validation
önceden onaylanmak be pre-approved
onaylanmak being sanctioned
şimdi onaylanmak now being approved
onaylanmak having been acknowledged
onaylanmak undergoing approval
onaylanmak to be ratified
nihayet onaylanmak to be finally confirmed
onaylanmak being confirmed
daha önce onaylanmak be acknowledged before
onaylanmak get endorsed
göstermek için onaylanmak be validated to demonstrate
için onaylanmak being approved for the
hala onaylanmak için is still to be confirmed
onaylanmak being ratified
onaylanmak be approved subject
hizmetler için onaylanmak being approved for services
tarafından onaylanmak to be an endorsement by
usulüne uygun olarak onaylanmak be duly attested
onaylanmak being consented
onaylanmak için tasarlanmadı not intended to be an endorsement
çok onaylanmak be so approved
uygun şekilde onaylanmak to be properly acknowledged
onaylanmak ve kabul edilmek being acknowledged and agreed
imzayla onaylanmak be attested by the signature
parlamento tarafından onaylanmak to be approved by the parliament
en kısa sürede onaylanmak be ratified as soon as possible
onaylanmak act to be approved
onaylanmak become confirmed
burada onaylanmak being hereby acknowledged
hala onaylanmak still to be approved
zorunda kalmak zorunda forced into having to
zorunda kalmak zorunda kaldım i'd be forced to
zorunda olmak zorunda is forced to have
gitmek zorunda kaldı had to go
ayrılmak zorunda kaldı had to leave
yüzleşmek zorunda kaldı had to face
beklemek zorunda kaldı had to wait