alınıp satılmak üzere

alınıp satılmak üzere teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
alınıp satılmak üzere in order to be traded on

alınıp satılmak üzere terimi için benzer kelimeler ve anlamları
satılmak üzere due to be sold
halka satılmak üzere tasarlanmış intended for sale to the general public
satılmak üzere anlaşmalı contracted to be sold
satılmak üzere with a view to being sold
satılmak üzere tasarlanmış designed to be sold
alınıp satılabilir tradable
alınıp satılabilir tradeable
alınıp satılabilmesi tradability
alınıp satılabilir can be traded
serbestçe alınıp satılıyor traded freely
alınıp alınmadığı whether or not received
menkul kıymetler alınıp satılmaktadır securities are traded
alınıp satılır are bought and sold
hesaplar alınıp satılır accounts are traded
hisseleri alınıp satılabilir shares may be traded
adil ticaret ürünleri alınıp satılır fair trade products are traded and marketed
bunların dikkate alınıp alınmadığı whether these are considered
dar bir aralıkta alınıp satılır traded in a tight range
her zaman alınıp satılabilir can always be traded
alınıp satılabilecek emisyon indirimlerini sertifikalandırın certify emissions reductions that can be traded
içinde serbestçe alınıp satılır traded freely within
uluslararası olarak alınıp satılıyor. being traded internationally.
varlık ve borçlar alınıp satılır assets and liabilities are traded
satılmak istendi intended to be sold
yeniden satılmak be resold
satılmak is to be sold
fikri üzerine satılmak be sold on the idea
satılmak be peddled
yakında satılmak be sold soon
satılmak istiyor wants to be sold
kısa satılmak being sold short
uyarınca satılmak to be sold pursuant to the
teklif edilmek veya satılmak being offered or sold
bir şey üzerinde satılmak being sold on something
tekrar satılmak to be sold again
satılmak be sold out for
piyasada satılmak to be sold on the market
yüzlerce satılmak be sold in the hundreds
bugün satılmak to be sold today
kar için satılmak be sold for profit
kısa satılmak be sold short
satılmak veya takas etmek be sold or bartered
satılmak be put up for sale
ecek üzere about to
bir çok yere gönderilmek üzere yazılmış encyclical
dahil olmak üzere including
ölmek üzere it's to die
işin tamamlanması için uygun zamanı doldurmak üzere genişler. work expands to fill the time available for its completion
dahil olmak üzere, ancak bunlarla sınırlı değildir including but not limited to
sağlandığı üzere as provided