böyle bir durum gerekli kılar

böyle bir durum gerekli kılar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
böyle bir durum gerekli kılar such a situation makes it necessary to

böyle bir durum gerekli kılar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
boş kılar ve geçersiz kılar makes null and void
sözleşmeyi geçersiz kılar ve geçersiz kılar renders the contract null and void
gerekli kılar makes necessary
gerekli kılar makes it necessary
gerekli kılar renders necessary
onu gerekli kılar makes it essential
için gerekli kılar makes it necessary for
bu gerekli kılar this makes it necessary
için gerekli kılar makes it essential for
gerekli kılar would render it necessary
geliştirmeyi gerekli kılar makes it necessary to develop
bu nitelik veya lisansı gerekli kılar makes such qualification or licensing necessary
bunu gerekli kılar renders this necessary
böyle ve böyle bir günde on such and such a day
böyle ve böyle bir dereceye kadar to such and such a degree
bir kısmı mümkün kılar enables a part
herhangi bir garantiyi geçersiz kılar void any warranty
bir hacmi mümkün kılar would enable a volume
etkili bir şekilde geçersiz kılar effectively overrides
t kapsamlı bir yabancı nesne yönetimini mümkün kılar t makes a comprehensive foreign object management possible w
bir cümleyi zorunlu kılar mandates a sentence
herhangi bir garantiyi geçersiz kılar will invalidate any warranty
böyle bir durum such a case
böyle bir durum such situation
böyle bir durum any such case
böyle bir durum such a circumstance
böyle bir durum a situation like this
böyle bir durum situation like this
böyle bir durum such a plight
böyle bir durum such status
böyle olumsuz bir durum such an adverse situation
böyle bir durum a such case
böyle bir durum için for such a situation
böyle bir durum such a state of affairs
böyle bir durum ortaya çıkarsa should such a situation arise
böyle bir durum a situation such as this
böyle bir durum ortaya çıkabilir such a situation can arise
böyle bir durum olur such a case would be
böyle bir durum talep etmek claiming such status
böyle bir durum one such situation
böyle bir durum için hazırlıkların güçlendirilmesi strengthen preparedness for the occurrence of such situation
böyle bir durum as such condition
böyle bir durumdan kaynaklanan nihai acil durum the eventual contingency resulting from such situation
böyle bir durum kaybedecek will lose such condition
böyle bir durum olmamalı no such situation should
böyle bir durum ortaya çıktığında when such a situation arises
durum böyle bir situation reached such a
oysa böyle bir durum whereas such a situation
böyle yasal bir durum such a legal position
böyle bir durum verilmiş given such a situation