rüşvetle mücadele konusundaki sözleşmeler

rüşvetle mücadele konusundaki sözleşmeler teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
rüşvetle mücadele konusundaki sözleşmeler oecd conventions on combating bribery

rüşvetle mücadele konusundaki sözleşmeler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
yabancı kamu görevlilerine rüşvetle mücadele sözleşmesi convention on combating bribery of foreign public officials
rüşvetle mücadele countering bribery
rüşvetle mücadele sözleşmesi convention on combating bribery
yabancı kamu görevlilerine rüşvetle mücadele combating bribery of foreign public officials
rüşvetle mücadele konvansiyonu oecd convention on combating bribery
rüşvetle mücadele combating bribery
yabancı yetkililerin rüşvetle mücadele konvansiyonu oecd convention on combating bribery of foreign officials in
yabancı yetkililerin rüşvetle mücadele konvansiyonu oecd convention combating bribery of foreign officials
rüşvetle mücadele ilkeleri principles for countering bribery
yabancı yetkililerin rüşvetle mücadele sözleşmesi convention on combating bribery of foreign officials
rüşvetle mücadele anti-bribery anti-corruption
rüşvetle mücadele combat bribery
yabancı yetkililerin rüşvetle mücadele sözleşmesi convention combating bribery of foreign officials
yabancı kamu görevlisine rüşvetle mücadele konvansiyonu oecd convention combating bribery of foreign public official
rüşvetle mücadele politikaları anti-bribery compliance policies
rüşvetle mücadele ile ilgili relating to anti-bribery
rüşvetle mücadele politikası anti-bribery compliance policy
yabancı kamuoyuna rüşvetle mücadele konvansiyonu sözleşmesi the oecd convention on combating bribery of foreign public o
rüşvetle mücadele fight against bribery
yabancı yetkililerin rüşvetle mücadele combating bribery of foreign officials
yabancı kamu görevlilerine rüşvetle mücadele konusunda on combating bribery of foreign public officials
rüşvetle mücadele addressing bribery
yabancı rüşvetle mücadele sözleşmesi convention on combating bribery of foreign
sözleşmeler, sözleşmeler deeds, contracts
sözleşmeler ve sözleşmeler contracts and contracting
sabit vadeli sözleşmeler ve daimi sözleşmeler fixed-term contracts and permanent contracts
sözleşmeler ve sözleşmeler covenants and charters
rüşvetle elde etmek buy off
rüşvetle elde etmek buyoff
rüşvetle etkileyen kimse embracer
rüşvetle etkilemeye çalışma embracery
rüşvetle suçlanan accused of bribe
rüşvetle mücadelede iş prensipleri business principles for countering bribery
rüşvetle uğraşır engages in bribery
rüşvetle uğraşmak dealt with bribery
meşgul olma konusundaki isteksizliği reluctance to engage
kanserojen etkisi konusundaki kanıtlar sınırlıdır limited evidence of a carcinogenic effect
silahlı şiddet ve kalkınma konusundaki cenaze ilanı geneva declaration on armed violence and development
tıbbi bilgi konusundaki taahhüdümüz our pledge regarding medical information
harekete geçme konusundaki isteksizlik reluctance to act
avrupa silah ihracatı konusundaki davranış kuralları european code of conduct on arms exports
liman devleti kontrolü konusundaki mutabakata ilişkin paris mutabakatı paris memorandum of understanding on port state control
veya zımni bir garantinin ne kadar süreceği konusundaki sınırlamaları, or limitations on how long an implied warranty lasts, so the
zımni garantinin ne kadar süreceği konusundaki sınırlamalar limitations on how long an implied warranty lasts
tehditler, zorluklar ve değişim konusundaki üst düzey panel the high-level panel on threats, challenges and change
şekillendirme konusundaki ilgileri their interest in forming
yorumlama konusundaki anlaşmazlık dispute regarding the interpretation
birleşmiş kuvvetlerin ve ateşli silahların kanun kullanımı konusundaki temel ilkeleri un basic principles on the use of force and firearms by law
tersine mühendislik konusundaki sınırlamalar limitations on reverse engineering
piyasayı geliştirme konusundaki mali istikrar forumu raporu report of the financial stability forum on enhancing market