karar düzeyinde

karar düzeyinde teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
karar düzeyinde at the level of the decision

karar düzeyinde terimi için benzer kelimeler ve anlamları
karar verme düzeyinde at decision-making levels
siyasi karar verme düzeyinde at the political decision-making level
avrupa düzeyinde karar vericiler decision-makers at european level
karar ve karar judgement and decision
son karar ve karar final order and judgment
karar vermeye karar verdi decided boost
karar hakkında karar herhangi bir mahkeme tarafından girilebilir judgment upon the award may be entered by any court
karar hakkında karar herhangi bir mahkemeye girilebilir judgment on the award may be entered in any court
karar verilmiş karar decide supported
2. karar verip vermemeye karar vermek 2. deciding whether or not
karar ve karar raporları reports of judgments and decisions
hakemler tarafından verilen karar hakkında karar judgment upon award rendered by the arbitrators may be enter
özerk oturma izni veya başka bir karar vermeye karar vermek decide to grant an autonomous residence permit or another
amonyak düzeyinde artma ammonemia
c düzeyinde c-level
il düzeyinde provincewide
düzeyinde at the level of
lisans düzeyinde degree level
devlet düzeyinde state level
ülke düzeyinde at country level
sınıf düzeyinde at grade level
avrupa düzeyinde at european level
avrupa düzeyinde european level
topluluk düzeyinde at the community level
site düzeyinde at the site level
şirket düzeyinde at company level
grup düzeyinde at group level
işletme düzeyinde business-grade
yönetim kurulu düzeyinde at board level
proje düzeyinde at project level
ülke düzeyinde at a country level
firma düzeyinde at the firm level
ulusal veya uluslararası sınıflandırma düzeyinde level in national or international classification
kabine düzeyinde cabinet-level
politika düzeyinde at policy level
sınıf düzeyinde on grade level
devlet düzeyinde at the state level
hane düzeyinde at the household level
nüfus düzeyinde at the population level
perakende düzeyinde at the retail level
giriş düzeyinde roller entry-level roles
insan düzeyinde on a human level
üye devlet düzeyinde at member state level
grup düzeyinde at a group level
bağırsak düzeyinde at a gut level
avrupa düzeyinde at a european level
yolculuk düzeyinde journey-level
yönetim düzeyinde at management level
fiyat düzeyinde yeniden düzenleme price-level restatement
sınıf düzeyinde müfredat grade level curriculum