uzun süren çatışma

uzun süren çatışma teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
uzun süren çatışma protracted conflict

uzun süren çatışma terimi için benzer kelimeler ve anlamları
uzun süren çatışma protracted confrontation
uzun süren çatışma long-lasting conflict
uzun süren çatışma durumu protracted conflict situation
uzun süren silahlı çatışma protracted armed conflict
uzun ve uzun süren long and protracted
birkaç yıl süren çatışma from several years of conflict
yıllardır süren iç silahlı çatışma decades-long internal armed conflict
çatışma ve çatışma sonrası ayarlar conflict and post-conflict settings
çatışma ve çatışma sonrası alanlar conflict and post-conflict areas
çatışma ve çatışma sonrası durumlar conflict and post-conflict situations
çatışma ve çatışma sonrası ülkeler conflict and post conflict countries
sivil çatışma ve şiddet içeren çatışma civil strife and violent confrontation
çatışma veya çatışma sonrası ayarlar conflict or post-conflict settings
çatışma ya da çatışma olabilir conflict or may conflict with
çatışma ve çatışma sonrası durumlarda in conflict and post-conflict situations
çatışma önleme ve çatışma sonrası yeniden yapılandırma ağı conflict prevention and post-conflict reconstruction network
çatışma ve çatışma dışı conflict and non-conflict
uzun süren protracted
uzun süren varsayılan protracted default
uzun süren kriz protracted crisis
uzun süren işlem protracted process
uzun süren müzakereler protracted negotiations
uzun süren long put
uzun süren dava protracted litigation
uzun süren dava long-running case
daha uzun süren lasting longer
daha uzun süren last longer than
uzun süren mülteci durumu protracted refugee situation
uzun süren savaş protracted war
çok uzun süren last very long
uzun süren mücadele protracted struggle
çok uzun süren last too long
daha uzun süren last much longer
uzun süren tartışma long-running dispute
uzun süren varsayımlar long-held assumptions
uzun süren şöhret lasting fame
uzun süren tartışma long-running debate
uzun süren durum protracted situation
uzun süren savaş long-running battle
uzun süren mülteci protracted refugee
uzun süren dava long-running litigation
uzun süren çöküş protracted slump
uzun süren tartışma long-running argument
gereğinden uzun süren unduly protracted
uzun süren varsayımlar long-standing assumptions
uzun süren long tapering
uzun süren tartışmalar protracted discussions
beklenenden daha uzun süren last longer than expected
uzun süren anlaşmazlıklar protracted disputes
uzun süren mesele long outstanding matter