| bu yüzden hayati öneme sahiptir |
is thus of vital importance |
bu yüzden hayati öneme sahiptir terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bu hayati öneme sahiptir |
it is of vital importance that |
| yabancı dil becerileri modern bir ekonomi için hayati öneme sahiptir |
foreign languages skills are vital to a cutting-edge economy |
| ayrıca yardımda kritik öneme sahiptir |
is also critical in helping |
| bu nedenle kritik öneme sahiptir |
is therefore of critical importance |
| adresleme için kritik öneme sahiptir |
is critical to addressing |
| yönetmek için kritik öneme sahiptir |
are critical to managing |
| güvenilir veri etkin kurtarma planlaması için kritik öneme sahiptir |
reliable data is critical for effective recovery planning |
| bina için kritik öneme sahiptir |
are critical to building |
| ilerlemek için kritik öneme sahiptir |
is critical to advancing |
| iş başarısı için kritik öneme sahiptir |
is critical to business success |
| çok önemli bir öneme sahiptir |
are a paramount importance |
| kendi tüzel kişiliğine sahiptir ve ab sistemi içerisinde finansal özerkliğe sahiptir |
has its own legal personality and enjoys financial autonomy within the eu system |
| hayati öneme sahip |
of vital importance |
| hayati öneme sahip |
is of vital importance |
| hayati öneme sahip |
would prove vital |
| hayati öneme sahip iş |
vitally important work |
| hayati öneme sahip |
are of vital importance |
| hayati öneme sahip |
have vital importance |
| hayati öneme sahip sektörlerde |
in sectors of vital importance |
| hayati öneme sahipti |
was of vital importance |
| hayati öneme sahip faydalar |
vital importance benefits |
| hayati öneme sahip |
prognostic vital |
| için hayati öneme sahip |
of vital importance for |
| için hayati öneme sahip |
are of vital importance for |
| hayati öneme sahip |
places vital importance |
| fakat hayati öneme sahip |
but of vital importance |
| hayati bir öneme sahip oldu |
has become of vital importance |
| bu yüzden bu yüzden |
so that is why |
| bu yüzden bu yüzden |
hence hence |
| bu yüzden hayati |
it is therefore vital |
| bu yüzden hayati |
is thus vital |
| bu yüzden hayati önem taşıyor |
therefore it is vital |
| bu yüzden hayati |
thus vital |
| yaban hayatı ve yaban hayatı ürünleri |
wildlife and wildlife products |
| birincil öneme sahip |
of primary importance |
| küresel sistemik öneme sahip bankalar |
global systemically important banks |
| kritik öneme sahip |
of critical importance |
| ilk öneme sahip |
of first importance |
| eşit öneme sahip |
of equal importance |
| sistemik öneme sahip finansal kurumlar |
systemically important financial institutions |
| büyük öneme sahip |
of major importance |
| temel öneme sahip |
of fundamental importance |
| özel bir öneme sahip |
is of particular importance |
| kritik öneme sahip |
is of critical importance |
| benzer öneme sahip |
of like importance |
| belirsiz öneme sahip monoklonal gamopati |
monoclonal gammopathy of undetermined significance |
| uluslararası öneme sahip sulak alanlar sözleşmesi |
convention on wetlands of international importance |
| sistemik öneme sahip bankalar |
systemically important banks |
| çok büyük öneme sahip |
are of paramount importance |
| büyük öneme sahip |
of greatest importance |