dolaşımdaki aşıdan türetilen poliovirüs

dolaşımdaki aşıdan türetilen poliovirüs teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
dolaşımdaki aşıdan türetilen poliovirüs circulating vaccine-derived poliovirus

dolaşımdaki aşıdan türetilen poliovirüs terimi için benzer kelimeler ve anlamları
aşıdan önce before the vaccine
inaktive poliovirüs aşısı inactivated poliovirus vaccine
inaktive poliovirüs inactivated poliovirus
poliovirus polivirus
beyinden türetilen nörotrofik faktör brain-derived neurotrophic factor
bu türetilen that derives from
dan türetilen problemler problems derived from
türetilen maliyetler costs derived from
bu türetilen that derive from
bu türetilen this derives from
karaciğerden türetilen liver-derived
bu yazılımdan türetilen ürünler çağrılmayabilir products derived from this software may not be called
türetilen that are derived from
den türetilen dersler lessons derived from
den türetilen ödemeler payments derived from
türetilen fosil fossil derived
türetilen veya gerçekleşen mülk property derived or realised
türetilen gıdalar foods derived
türetilen maliyetler costs that are derived from
türetilen olumsuz etkiler negative impacts derived from
den türetilen iddialar claims deriving from
türetilen görüşler opinions which derive
türetilen maliyetler costs deriving
dan türetilen ilkeler principles deriving from
dan türetilen fikirler ideas derived from
den türetilen konular issues derived from
türetilen akım current derived
öncelikle türetilen derives primarily from
türevinden türetilen tüm soruların çözümü için for the resolution of all litigious questions derived from t
türetilen kurumlar institutions derived from
bundan türetilen ürünler products derived therefrom
türetilen davalar cases derived
türetilen hücre hatları cell lines derived from
bundan türetilen veriler data derived therefrom
dolaşımdaki hemşire circulating nurse
dolaşımdaki kan circulating blood
dolaşımdaki akışkan yatak circulating fluidized bed
dolaşımdaki antikorlar circulating antibodies
dolaşımdaki hücreler circulating cells
dolaşımdaki para currency in circulation
dolaşımdaki tümör hücreleri circulating tumor cells
dolaşımdaki para money in circulation
dolaşımdaki kuru temizleyici circulating dry scrubber
dolaşımdaki varlıklar circulating assets
dolaşımdaki trombositler circulating platelets
dolaşımdaki testosteron circulating testosterone
dolaşımdaki akışkan yatak circulating fluidised bed
dolaşımdaki lenfositler circulating lymphocytes
dolaşımdaki ayak izi roaming footprint
dolaşımdaki su banyosu circulating water bath