| topluluğun sosyal dokusunu |
community's social fabric |
topluluğun sosyal dokusunu terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| yara izi dokusunu kırmak |
break up scar tissue |
| göz dokusunu yara |
injure eye tissue |
| kas dokusunu yeniden |
rebuild muscle tissue |
| labia minora dokusunu |
tissue of the labia minora |
| toplumların dokusunu |
fabric of societies |
| kentin iş dokusunu |
city's business fabric |
| skar dokusunu yıkmak |
break down scar tissue |
| toplum dokusunu baltalamak |
undermining the fabric of society |
| cilt dokusunu geliştirmek |
improve skin texture |
| cilt dokusunu yok |
destroy skin tissue |
| cilt dokusunu arındırır |
refines skin texture |
| cilt dokusunu arıtırken |
while refining the skin texture |
| cilt dokusunu geliştirmek |
refine skin texture |
| topluluğun uyum politikası |
community's cohesion policy |
| topluluğun ilgisini çekmek |
engaging the community |
| topluluğun önem alanı |
site of community importance |
| topluluğun bölümleri |
sections of the community |
| topluluğun bir parçası |
part of the community |
| topluluğun savunucusu |
advocate community |
| topluluğun bölgesel politikası |
community's regional policy |
| topluluğun katılımı |
engagement of the community |
| topluluğun büyüklüğü |
size of the community |
| topluluğun geri kalanı |
rest of the community |
| topluluğun ihtiyaçları |
community's needs |
| topluluğun savunucusu |
advocate for the community |
| topluluğun tümleşik yaklaşımı |
community's integrated approach |
| topluluğun yararına |
for the benefit of the community |
| topluluğun nabzı |
pulse of the community |
| topluluğun |
of community |
| topluluğun |
your community |
| topluluğun güvenilir üyeleri |
trusted members of the community |
| topluluğun gücü |
strength of community |
| topluluğun gücü |
power of the community |
| yerel topluluğun |
your local community |
| topluluğun içeriği |
content of the community |
| topluluğun bölümü |
chapter of a community |
| topluluğun tüm bölümleri |
all sections of the community |
| topluluğun çıkarları ve |
the interests of the community and |
| topluluğun çöküşü |
breakdown of community |
| uluslararası topluluğun alayını yapmak |
making a mockery of the international community |
| topluluğun bozulması |
disruption of community |
| beş topluluğun da boş olduğunu açıkça görmüştüm |
clearly saw that all five aggregates are empty |
| topluluğun çıktısı |
community's output |
| bir topluluğun |
of an ensemble |
| bir topluluğun parçası olmak |
being part of a community |
| topluluğun yetenekleri |
capabilities of the community |
| bütün topluluğun durumu c |
the condition of the whole community c |
| topluluğun demiryolları |
community's railways |
| topluluğun değerleri |
values of the community |
| bir topluluğun inşasına küresel bir yaklaşım |
a global approach to the construction of a community |