| yaşam standardını iyileştirir |
improves the standard of living |
yaşam standardını iyileştirir terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| yaşam standardını yükseltmek |
raise the standard of living |
| yaşam standardını yükseltmek |
rise the standard of living |
| yüksek yaşam standardını korumak |
maintain a high standard of living |
| yaşam standardını etkiler |
affect standard of living |
| yaşam standardını koru |
keep standard of living |
| yaşam standardını iyileştirdi |
improved the standard of living |
| yaşam standardını yükseltmek |
raising the standard of living |
| yaşam standardını iyileştirmek |
improving standard of living |
| endüstri standardını belirlemek |
set the industry standard |
| endüstri standardını belirledi |
sets the industry standard |
| pazar standardını belirlemek |
set the market standard |
| endüstri standardını kullanarak |
using industry-standard |
| standardını yükseltmek |
raise his standard |
| dünya standardını belirlemek |
set a world standard |
| t’nin iii. maddesi uyarınca doğrulama standardını |
represented the verification standard under article iii of t |
| en yüksek güvenlik standardını karşılayın |
meet the highest safety standard |
| altın standardını belirledi |
sets the gold standard for |
| yüksek kalite standardını garanti eder. |
guarantee a high quality standard. |
| gerekli kalite standardını karşılama |
meeting required quality standard |
| standardını yükseltmek |
raising the standard for |
| milyon mhp standardını kullanabilir |
million are able to use the mhp standard |
| api standardını aç |
open api standard |
| en yüksek eğitim standardını sağlamak, |
providing the highest standard of education, |
| en yüksek standardını korur |
maintains highest standard of |
| iyileştirir |
heals |
| hayatta kalmayı iyileştirir |
improves survival |
| zaman iyileştirir |
time heals |
| yaraları iyileştirir |
heals wounds |
| zaman her şeyi iyileştirir |
time heals everything |
| hafızayı iyileştirir |
improves memory |
| hayatları iyileştirir |
improves lives |
| ruh halini iyileştirir |
improves mood |
| sonuçları iyileştirir |
improves outcomes |
| kendini iyileştirir |
heals itself |
| vücut kendini iyileştirir |
body heal itself |
| zaman yaraları iyileştirir |
time heals wounds |
| ten rengini iyileştirir |
improves complexion |
| yakıt ekonomisini iyileştirir |
improves fuel economy |
| uyku ve ruh halini iyileştirir |
improves sleep and mood |
| seni iyileştirir |
heals you |
| fırsatları iyileştirir |
improves opportunities |
| sağlığı iyileştirir |
promotes good health |
| insanları iyileştirir |
cures people |
| kan akışını iyileştirir |
improves blood flow |
| toprak yapısını iyileştirir |
improves soil structure |
| semptomları iyileştirir |
improves symptoms |
| zaman iyileştirir |
time will heal |
| insanları iyileştirir |
heals people |
| uyumluluğu iyileştirir |
improves compliance |
| iyileştirir öyle olmalı |
improves so should |