| bir sorunla karşı karşıya kaldı |
was confronted to a problem |
bir sorunla karşı karşıya kaldı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bir sorunla karşı karşıya |
facing an issue |
| bir sorunla karşı karşıya |
faces a problem |
| bir dizi sorunla karşı karşıya |
faced a number of problems |
| herhangi bir sorunla karşı karşıya |
facing any problems |
| herhangi bir sorunla karşı karşıya |
faced any problem |
| bir sorunla karşı karşıya |
are faced with a problem |
| bir sürü sorunla karşı karşıya |
is facing a lot of problems |
| büyük bir sorunla karşı karşıya |
faced a big challenge |
| sorunla karşı karşıya |
faced with the problem |
| bu sorunla karşı karşıya |
faced with this problem |
| birçok sorunla karşı karşıya |
faced many problems |
| sorunla karşı karşıya |
faced the issue |
| sorunla karşı karşıya |
faces the problem |
| hala sorunla karşı karşıya |
still facing the problem |
| bu sorunla karşı karşıya |
are facing this problem |
| büyük sorunla karşı karşıya |
facing major problem |
| ne sorunla karşı karşıya |
what problems faced |
| birçok sorunla karşı karşıya kalırdık |
we would face so many problems |
| zor bir kararla karşı karşıya kaldı |
faced a tough decision |
| bir tasarı ile karşı karşıya kaldı |
was faced with a bill |
| bir seçim ile karşı karşıya kaldı |
was faced with a choice |
| ile karşı karşıya kaldı |
was faced with |
| ile karşı karşıya kaldı |
were faced with |
| ile karşı karşıya kaldı |
was confronted by |
| karşı karşıya kaldı |
has been facing |
| ile karşı karşıya kaldı |
was confronted with |
| karşı karşıya kaldı |
has been faced |
| ile karşı karşıya kaldı |
were confronted with |
| ile karşı karşıya kaldı |
has been faced with |
| muhalefetle karşı karşıya kaldı |
it faced opposition |
| güçlü rekabetle karşı karşıya kaldı |
was facing strong competition |
| yıldırma ile karşı karşıya kaldı |
has faced intimidation |
| umudu ile karşı karşıya kaldı |
was faced with the prospect |
| karşı karşıya kaldı |
took hold across |
| bir sorunla karşı karşıyaydık |
were facing a problem |
| sorunla karşı karşıyayız |
we are facing issues |
| hala sorunla karşı karşıyayız |
we still facing problems |
| kendisine karşı tanıklarla karşı karşıya gelmek; sahip olmak |
to be confronted with the witnesses against him; to have |
| karşı gelen davalarla karşı karşıya |
faces lawsuits from |
| bir sorunla yüzleşmek |
face a problem |
| bir sorunla karşılaşmak |
run into a problem |
| bir sorunla yüzleşmek |
face up to a problem |
| bir sorunla baş etmek |
tackle an issue |
| bir sorunla uğraşmak |
deal with an issue |
| bir sorunla yüzleşmek |
face an issue |
| herhangi bir sorunla karşılaşmak |
encounter any problems |
| herhangi bir sorunla karşılaşırsanız |
if you encounter any problems |
| bir sorunla karşılaşıldı |
an error was encountered |
| bir sorunla karşılaştı |
has encountered a problem |
| bir sorunla yüzleşmek |
surface a problem |