aktiviteyi engelleyen

aktiviteyi engelleyen teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
aktiviteyi engelleyen hindering the activity

aktiviteyi engelleyen terimi için benzer kelimeler ve anlamları
fiziksel aktiviteyi arttır increase physical activity
aktiviteyi arttır increase activity
fiziksel aktiviteyi teşvik etmek encourage physical activity
bilerek, bu materyali veya aktiviteyi bilerek yanlış temsil eder knowingly materially misrepresents that material or activity
ekonomik aktiviteyi artırmak boost economic activity
aktiviteyi aktifleştir activate the activity
aktiviteyi başlattın mı do you started the activity?
tüm aktiviteyi kontrol et control all activity
aktiviteyi teşvik etmek encourage activity
bu aktiviteyi yapmak doing this activity
bu materyali veya aktiviteyi bilerek yanlış anlama; knowingly materially misrepresent that material or activity
fiziksel aktiviteyi artırmak boost physical activity
aktiviteyi azaltmak dampen the activity
sessiz aktiviteyi teşvik etmek encourage quiet activity
mikrobiyal aktiviteyi azaltmak reduce microbial activity
aktiviteyi kapattı closed the activity
cinsel aktiviteyi teşvik etmek encourage sexual activity
güçlü aktiviteyi sınırlandırmak limit vigorous activity
metabolik aktiviteyi ölçmek measure metabolic activity
fiziksel aktiviteyi takip et track physical activity
aktiviteyi arttır step up the activity
aktiviteyi taklit etmek mimicking the activity
aktiviteyi yapmak doing the activity
volkanik aktiviteyi izlemek monitor volcanic activity
cinsel aktiviteyi geciktirmek delay sexual activity
aktiviteyi tamamladıktan sonra after completing the activity
görüşü engelleyen şey blinder
engelleyen kimse hinderer
engelleyen hindering
engelleyen kimse obstructionist
engelleyen precluding
engelleyen faktörler hindering factors
engelleyen üye blocking member
engelleyen in hindering
engelleyen bir şekilde in a manner that interferes with
ilerlemeyi engelleyen hampering progress
gelişmeyi engelleyen hindering development
evlat edinmeyi engelleyen hindering the adoption
trafiği engelleyen obstructing traffic
engelleyen nesneler interfering objects
engelleyen hinders from
büyümeyi engelleyen hindering growth
engelleyen faktörler factors preventing
gelişmeyi engelleyen impair development
seni engelleyen ne what prevents you from
onları engelleyen that prevent them from
engelleyen engeller barriers that hinder
erişimi engelleyen that prevent access to
engelleyen one that prevents
girişi engelleyen disincentive to entry