| çoklu seviyelerin ana hatlarını belirlemek |
outline multiple levels |
çoklu seviyelerin ana hatlarını belirlemek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bir yaklaşımın ana hatlarını belirlemek |
outline an approach |
| tarihin ana hatlarını |
outlining the history |
| bir sürecin ana hatlarını |
outlines a process |
| kuralların ana hatlarını |
outline the guidelines |
| planın ana hatlarını |
outlining the plan |
| sonraki adımların ana hatlarını |
outlined the next steps |
| bir projenin ana hatlarını vermek |
to outline a project |
| bir resmin ana hatlarını |
outline a picture |
| değişikliklerin ana hatlarını |
outline any changes |
| sürecin ana hatlarını |
outlining the process |
| mevcut durumun ana hatlarını |
outlining the current situation |
| bir planın ana hatlarını çizer |
outlines a plan |
| temel hakların ana hatlarını verir |
outlines basic rights |
| gözlemlerin ana hatlarını |
outlining observations |
| ülkemizin ana hatlarını |
outline our country |
| için bir sürecin ana hatlarını |
outlined a process for |
| ilerlemenin ana hatlarını |
outline the progress |
| rol ve sorumlulukların ana hatlarını çizin |
outline roles and responsibilities |
| için durumun ana hatlarını |
outlines the case for |
| tekliflerin ana hatlarını |
outlining proposals |
| bir aygıtın ana hatlarını |
outline a device |
| tarihin ana hatlarını çizdi |
he outlined the history |
| davanın ana hatlarını çizme |
outlining the case |
| mücadelenin ana hatlarını çizin |
outline the challenge |
| aşağıdaki hedeflerin ana hatlarını |
outlined the following objectives |
| ana hatlarını sunar |
presents the outlines of |
| vizyonun ana hatlarını çizme |
outlining the vision |
| fenerin ana hatlarını |
outlining the plight |
| bir planın ana hatlarını çizme |
outlining a plan |
| ne kadarının ana hatlarını |
outlines the extent to which |
| ön sonuçların ana hatlarını |
outlining the preliminary conclusions |
| içeriğin ana hatlarını |
outlining the content, |
| sanayi öncesi seviyelerin üstünde |
above pre-industrial levels |
| seviyelerin çok altında |
well below levels |
| en yüksek seviyelerin korunması |
maintaining the highest levels |
| kabul edilebilir seviyelerin altında |
below acceptable levels |
| normal seviyelerin altında |
below normal levels |
| sanayi öncesi seviyelerin üstünde |
above preindustrial levels |
| düşük seviyelerin yüksek görülme sıklığı |
high incidence of low levels |
| sabit seviyelerin altında |
below the fixed levels |
| maksimum sürdürülebilir verim üretebilen seviyelerin üstünde |
above levels capable of producing maximum sustainable yield |
| mevcut seviyelerin ötesine geçmek |
go beyond current levels |
| potansiyel seviyelerin altında |
below potential levels |
| belirli seviyelerin üstünde |
above certain levels |
| istenen seviyelerin altında |
below desirable levels |
| artan seviyelerin sürekliliği |
continuum of increasing levels |
| seviyelerin taksonomisi |
taxonomy of levels |
| en yüksek seviyelerin tadını çıkarırken |
while enjoying the highest levels |
| seviyelerin kapsamı |
scope of levels |
| sürdürülebilir seviyelerin altına düşmek |
fall below sustainable levels |