onların faaliyetlerine öncelik vermek

onların faaliyetlerine öncelik vermek teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
onların faaliyetlerine öncelik vermek prioritizing their activities

onların faaliyetlerine öncelik vermek terimi için benzer kelimeler ve anlamları

faaliyetlerine başladı commenced its operations
faaliyetlerine fon sağlamak fund its operations
işletme faaliyetlerine ilişkin makbuzlar receipts relating to operating activities
araştırma faaliyetlerine katılan involved in research activities
politika diyaloglarına ve lobicilik faaliyetlerine katılabilir. can participate in policy dialogues and lobbying for
eğlence faaliyetlerine katılmak participate in leisure activities
faaliyetlerine devam continuing their activities
faaliyetlerine uygula apply to your activities
faaliyetlerine başladı has begun its activities
faaliyetlerine değer katmak adding value to its operations
sayısallaştırma faaliyetlerine genel bakış oluşturduk. have established overviews of digitisation activities
faaliyetlerine odaklanır focuses its activities on
iş faaliyetlerine göre, by business activity,
politika diyalogu ve lobicilik faaliyetlerine de katılabilir can also participate in policy dialogue and lobbying
faaliyetlerine odaklanmış focused its activities
kapasite geliştirme faaliyetlerine fon sağlıyor funds capacity building activities
faaliyetlerine odaklanmak focus their activities on
suç faaliyetlerine döndü turned to criminal activities
kalkınma faaliyetlerine katılım involvement in development activities
madencilik faaliyetlerine başlamak start mining operations
faaliyetlerine başladı began its operations
öncelik vermek give priority
öncelik vermek prioritize over
öncelik vermek make a priority
öncelik vermek giving priority
öncelik vermek give precedence
öncelik vermek give top priority
öncelik vermek prioritise over
dikkatlice öncelik vermek prioritise carefully
buna göre öncelik vermek prioritize accordingly
öncelik vermek give priority over
öncelik vermek give primacy
kaynaklara öncelik vermek prioritize resources
daha büyük öncelik vermek give greater priority
öncelik vermek giving top priority
zaman öncelik vermek prioritize time
yüksek öncelik vermek give high priority
öncelik vermek making a priority
öncelik vermek grant priority
kaynaklara öncelik vermek prioritise resources
yatırımlara öncelik vermek prioritize investing
hedeflere öncelik vermek prioritize objectives
öncelik vermek place a priority
arasında öncelik vermek prioritize between
öncelik vermek give priorities
etkili bir şekilde öncelik vermek effectively prioritize
ana akıma öncelik vermek prioritize mainstreaming
iş programlarına öncelik vermek prioritize work schedules
sermaye harcamasına öncelik vermek prioritize capital spending
öncelik vermek afford priority