| bir ülkeden diğerine transit geçerken |
in transit from one country to another |
bir ülkeden diğerine transit geçerken terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bir ülkeden diğerine |
from one country to another |
| bir ülkeden diğerine değişir |
varies from one country to another |
| bir ülkeden diğerine değişebilir |
may vary from a country to another |
| bir ülkeden diğerine |
from a country to another |
| bir kez geçerken |
once crossing |
| başka bir aracı geçerken |
when passing another vehicle |
| güvenli bir şekilde karayolu geçerken |
safely crossing the highway |
| diğer herhangi bir ülkeden daha |
than any other country |
| herhangi bir ülkeden |
from any country |
| bir ülkeden çıkarma |
removal from a country |
| başka bir ülkeden |
from another country |
| yabancı bir ülkeden |
from a foreign country |
| farklı bir ülkeden |
from a different country |
| dışında bir ülkeden |
from a country other than |
| ürün sertifikasını veren ülkeden başka bir ülkede |
in a country other than that issuing the product certificate |
| o bir ülkeden geliyor |
he comes from a country |
| üçüncü bir ülkeden |
from a third country |
| bir ülkeden uzman |
expert from a country |
| bir ülkeden |
from a country |
| bir ülkeden ülkeye değişir |
differs from one country to |
| bir ülkeden geliyor |
coming from a country |
| bir ülkeden farklı |
different from one country to |
| senaryosu - üçüncü bir ülkeden ithalat |
scenario - importing from a third country |
| bir ülkeden kaçmak |
to flee a country |
| üçüncü bir ülkeden geliyor |
coming from a third country |
| herhangi bir ülkeden ayrılmak |
leave any country |
| başka bir ülkeden kişi |
person from another country |
| aşağıdan bir ülkeden geldim |
i came from a land down under |
| avrupa ekonomik bölgesi dışındaki bir ülkeden |
from a country outside the european economic area |
| geçerken |
in passing |
| geçerken |
while passing |
| karşıdan karşıya geçerken |
crossing the street |
| geçerken bahsetmek |
mention in passing |
| geçerken not |
note in passing |
| geçerken |
on passing |
| geçerken |
on passage |
| geçerken belirtilen |
mentioned in passing |
| nehri geçerken |
crossing the river |
| geçerken |
in crossing |
| geçerken |
while going through |
| o geçerken |
as he passed |
| geçerken |
when passing |
| geçerken |
as they pass |
| geçerken |
on pass |
| geçerken |
when passing through |
| geçerken |
as you pass |
| onlar geçerken |
as they transition |
| araba geçerken |
car passing |
| sadece geçerken |
just in passing |
| geçerken dedi |
said in passing |