güvenlik riski oluşturuyor

güvenlik riski oluşturuyor teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
güvenlik riski oluşturuyor poses a security risk

güvenlik riski oluşturuyor terimi için benzer kelimeler ve anlamları
en büyük riski oluşturuyor poses the greatest risk
güvenlik tehdidi oluşturuyor poses a security threat
tehdit oluşturuyor poses a threat
oluşturuyor it forms
oluşturuyor görünmek appear to constitute
keskin bir tezat oluşturuyor is in sharp contrast with
tehdit oluşturuyor presents a threat
bu bir tehdit oluşturuyor that pose a threat
tehdit oluşturuyor it poses a threat
zaten bir parçasını oluşturuyor already forms part of
büyük bir tehdit oluşturuyor poses a major threat
önemli bir tehdit oluşturuyor poses a significant threat
bu keskin bir tezat oluşturuyor this is in sharp contrast
sosyal istikrar için bir tehdit oluşturuyor poses a threat to social stability
bir tehdit oluşturuyor it represents a threat
her yerde yoksulluk refah için bir tehlike oluşturuyor poverty anywhere constitutes a danger to prosperity
yönetmelikler oluşturuyor regulations are establishing
için bir tehdit oluşturuyor which poses a threat to
% 27’sini oluşturuyor accounts for 27% of
% 94'ünü oluşturuyor accounted for 94% of
tehdit oluşturuyor raises the threat
ciddi bir tehdit oluşturuyor poses a severe threat
gsyih'nın% 15'ini oluşturuyor accounted for 15% of gdp
yaklaşık yarısını oluşturuyor accounting for around half of
halka yönelik bir tehdit oluşturuyor represents a threat to public
filoları şimdi bölge filosunun beşte dördünden fazlasını oluşturuyor. their fleets now account for more than four fifths of the regional fleet.
belirli bir tehdit oluşturuyor poses a particular threat
profil oluşturuyor is profiling
müslümanlar nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor muslims make up the majority of the population
ortalama% 5-10'yu oluşturuyor accounted for an average of 5-10%
istihdamın% 12'sini oluşturuyor accounted for 12% of employment
şirketler için bir tehdit oluşturuyor represent a threat to companies
çok tehlikeli bir emsal oluşturuyor sets a very dangerous precedent
oluşturuyor gibi görünüyor seem to constitute
için önemli bir tehdit oluşturuyor represents a significant threat to
bir mükemmellik örneği oluşturuyor sets an example of excellence
yüzde 25'i oluşturuyor constitutes 25 percent
bu yönetmelik bir limit oluşturuyor this regulation establish a limit
bu kadar tehdit oluşturuyor is as much a threat to
bu bağlantıyı oluşturuyor mu? creating this link?
önemli bir yük oluşturuyor poses a significant burden
kanserojen risk oluşturuyor poses a carcinogenic risk
varoluşsal bir tehdit oluşturuyor poses an existential threat
küresel ısınma tehdit oluşturuyor global warming poses a threat
yüksek standartlar oluşturuyor establishes high standards
% 50’sini oluşturuyor accounts for about 50% of
% 12'sini oluşturuyor accounted for 12% of
ile keskin bir tezat oluşturuyor contrasts sharply with
sürekli bir tehdit oluşturuyor poses a continuous threat
için önemli bir temel oluşturuyor lays important groundwork for