keşfedilmemiş petrol rezervleri

keşfedilmemiş petrol rezervleri teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
keşfedilmemiş petrol rezervleri undiscovered oil reserves

keşfedilmemiş petrol rezervleri terimi için benzer kelimeler ve anlamları
petrol rezervleri oil reserves
kanıtlanmış petrol rezervleri proven oil reserves
petrol rezervleri petroleum reserves
açık deniz petrol rezervleri offshore oil reserves
kanıtlanmış ham petrol rezervleri proven crude oil reserves
ham petrol rezervleri crude oil reserves
en büyük petrol rezervleri biggest oil reserves
petrol ve gaz rezervleri oil and gas reserves
kanıtlanmış petrol rezervleri proved oil reserves
önemli petrol rezervleri substantial oil reserves
büyük petrol rezervleri vast petroleum reserves
ham petrol rezervleri crude petroleum reserves
kara petrol rezervleri land oil reserves
büyük petrol rezervleri large petroleum reserves
kanıtlanmış rezervleri petrol proven reserves oil
anahtar petrol rezervleri key oil reserves
dünyanın en büyük kanıtlanmış petrol rezervleri world's largest proven oil reserves
petrol ve petrol oil and petroleum
petrol petrol oil petroleum
ham petrol ve petrol ürünleri crude oil and petroleum products
petrol ve petrol ürünleri oil and petroleum products
petrol ve petrol arıtımı oil and petroleum refining
petrol veya petrol oil or petroleum
başlıca petrol şirketleri ve yabancı petrol şirketlerinin kıdemli danışmanı senior advisor to major us and foreign oil companies
ham petrol, petrol ürünleri crude oil, oil products
ham petrol veya petrol ürünleri crude oil or oil products
petrol, petrol demektir oil means petroleum
petrol ve diğer petrol ürünleri oil and other petroleum products
ham petrol ve petrol crude oil and petroleum
keşfedilmemiş uncharted
keşfedilmemiş undiscovered
keşfedilmemiş unexplored
keşfedilmemiş unplumbed
keşfedilmemiş bölge uncharted territory
keşfedilmemiş sular uncharted waters
keşfedilmemiş bölge unchartered territory
keşfedilmemiş sular unchartered waters
büyük ölçüde keşfedilmemiş largely unexplored
keşfedilmemiş kalmak remain unexplored
keşfedilmemiş bölgeler uncharted territories
keşfedilmemiş yetenek undiscovered talent
keşfedilmemiş yasal bölge uncharted legal territory
keşfedilmemiş kaynaklar undiscovered resources
büyük ölçüde keşfedilmemiş largely undiscovered
keşfedilmemiş kalır remains unexplored
keşfedilmemiş fırsatlar unexploited opportunities
keşfedilmemiş vahşi unexplored wilderness
keşfedilmemiş bölgeye girmek into uncharted territory
keşfedilmemiş fırsatlar unexplored opportunities
keşfedilmemiş kalmak remain undiscovered