kesintisiz bir bütün haline

kesintisiz bir bütün haline teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kesintisiz bir bütün haline into a seamless whole

kesintisiz bir bütün haline terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kesintisiz kesintisiz erişim sağlama providing constant uninterrupted access
kesintisiz bir bütün a seamless whole
kesintisiz bir bütün olarak as a seamless whole
yapışkan bir bütün haline into a cohesive whole
kesintisiz bütün seamless whole
beni bütün haline getir make me whole
bütün ve bütün whole and entire
bütün gün bütün gece all day all night
bütün gece bütün gece all night long every night
bir şeyi bir şey haline getirmek out something into something
bir şeyi bir şey haline getiririz we turn something into something
kesintisiz bir non-interrupted
kesintisiz bir geçiş a seamless transition
kesintisiz bir deneyim a seamless experience
kesintisiz bir yol a seamless way
kesintisiz bir şekilde in a seamless fashion
kesintisiz bir çözüm a seamless solution
kesintisiz bir geçiş sağlamak ensure a seamless transition
kesintisiz bir süreç a seamless process
kesintisiz bir şekilde seamlessly across
kesintisiz bir parçası a seamless part of
kesintisiz bir geçiş oluşturmak için to create a seamless transition
kesintisiz bir kombinasyon a seamless combination
kesintisiz bir deneyim sağlar provides a seamless experience
kesintisiz bir süreklilik a seamless continuum
kesintisiz bir bağlantı a seamless connection
kesintisiz, güvenli veya hatasız bir şekilde kullanılabilir. available on an uninterrupted, secure, or error-free basis.
bir adım kesintisiz one-step seamless
kesintisiz bir servis a seamless service
kesintisiz bir geçiş seamless a transition
kesintisiz bir kol a seamless sleeve
kesintisiz bir deneyim sağlamak provide a seamless experience
kesintisiz bir işlem a break-even operation
kesintisiz bir geçiş yapmak make a seamless transition
kesintisiz bir akış an uninterrupted flow
kesintisiz bir uçuşta on a nonstop flight
kesintisiz bir süre için for an uninterrupted period of
kesintisiz ve belgelenmiş bir karşılaştırmalar zinciri aracılığıyla by means of an uninterrupted and documented chain of comparisons u
kesintisiz bir süreçte in a seamless process
bir alışkanlık haline getir make it a habit
bir film haline getirildi made into a film
bir öncelik haline getirdi made it a priority
bir yaşam tarzı haline gelmek become a way of life
bir özellik haline gelmek become a hallmark
harika bir üs haline getirmek make a great base
bir zorunluluk haline geldi has become a must
önemli bir endişe haline geldi became a major concern
bir problem haline geldi has become a problem
düşünceler bir şey haline gelir thoughts become things
ince bir toz haline getirilmiş ground to a fine powder