eğer olmamış olsaydım, bir

eğer olmamış olsaydım, bir teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
eğer olmamış olsaydım, bir if i hadn't become a

eğer olmamış olsaydım, bir terimi için benzer kelimeler ve anlamları
keşke hiç olmamış olsaydım i wish i had never
eğer bir tahminde bulunacak olsaydım, if i were to hazard a guess,
eğer sahip olsaydım if i would have
eğer seçmek zorunda olsaydım if i had to choose
eğer başkan olsaydım if i were president
eğer kullanacak olsaydım if i were to use
eğer sahip olsaydım if i were to have
eğer onun olsaydım if i was her
eğer senin yerinde olsaydım, yapardım if i were in your shoes, i would
eğer yalnız olsaydım if i were alone
eğer yaşayacak olsaydım if i were to live
eğer senin içinde olsaydım if i were in your
eğer yeterince şanslı olsaydım if i was lucky enough
eğer yalnız olsaydım if i was alone
eğer uçuyor olsaydım if i were flying
eğer dürüst olsaydım if i was honest
eğer olsaydım yapardım if i have had i would
eğer kral olsaydım if i were king
eğer memnun olsaydım if i were content to
eğer zengin olsaydım if i were wealthy
eğer kral olsaydım if l were king
eğer kazanacak olsaydım if i were to win
eğer ciddi olsaydım if i was serious
eğer olsaydım if i were a were
eğer ait olsaydım if i had belonged
eğer başbakan olsaydım if i were the prime minister
eğer aramamış olsaydım if i had not called
eğer hiç olsaydım if i ever been
eğer sakatlanacak olsaydım if i were to become disabled
kesinlikle bir olmamış had absolutely not been a
bir şeyden haberi olmamış been unaware of something
keşke bir şey yapmış olsaydım i wish i could have done something
aktive olmamış unactivated
ikna olmamış unconvinced
deforme olmamış undeformed
enfekte olmamış uninfected
metabolize olmamış unmetabolized
polarize olmamış unpolarized
olmamış hadn't been
rahatsız olmamış not bothered
ne tatmin olmuş ne de olmamış neither satisfied nor dissatisfied
transforme olmamış untransformed
tatmin olmamış has not been satisfied
ikna olmamış not convinced
ikna olmamış remained unconvinced
her zaman olmamış have not always been
hiç olmamış he had never been
ikna olmamış are not convinced
hiç tatmin olmamış very unsatisfied
mutlu olmamış had not been happy