pozitif sonuç verdi

pozitif sonuç verdi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
pozitif sonuç verdi yielded positive result

pozitif sonuç verdi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
pozitif net sonuç positive net result
pozitif sonuç veren yielding positive results
pozitif sonuç positive bottom line
vermek-verdi-verdi give-gave-gave
sonuç verdi gave a result
sonuç verdi has yielded results
olumsuz sonuç verdi yielded a negative result
program sonuç verdi the programme produced results
google 1000 sonuç verdi google returned 1000 results
olumlu sonuç verdi yielded a positive result
negatif sonuç verdi yielded negative results
sınırlı sonuç verdi yielded limited results
sonuç verdi yielded the conclusion
bir kez daha sonuç verdi once again produced results
sonuç verdi has delivered results
sonuç olarak verdi gave as result
yatırımlar iyi sonuç verdi investments performed well
sonuç veya sonuç result or outcome
sonuç ve sonuç outcome and out
sonuç ve sonuç göstergeleri result and outcome indicators
sonuç olmayan sonuç non resulting result
sürekli pozitif basınçlı solunum constant positive pressure breathing
sürekli pozitif hava yolu basıncı continuous positive airway pressure
sürekli pozitif basınçlı solunum continuous positive pressure breathing
sürekli pozitif basınçlı havalandırma continuous positive pressure ventilation
doğrudan pozitif direct positive
yanlış pozitif false positive
yanlış pozitif false-positive
yanlış-pozitif reaksiyon false-positive reaction
hiv pozitif hiv positive
hiv pozitif hiv-positive
aralıklı pozitif basınçlı solunum intermittent positive pressure breathing
aralıklı pozitif basınçlı havalandırma intermittent positive pressure ventilation
pozitif positive
pozitif konaklama positive accommodation
pozitif tekeri positive caster
pozitif sütun positive column
pozitif yakınsama positive convergence
pozitif karter havalandırması positive crankcase ventilation
pozitif düşüş positive declination
pozitif kesin positive definite
pozitif ayrımcılık positive discrimination
pozitif elektrik positive electricity
pozitif elektron positive electron
pozitif ekspirasyon sonu basınç positive end-expiratory pressure
pozitif öjenik positive eugenics
pozitif iyon positive ion
pozitif kanun positive law
pozitif organ positive organ
pozitif kutupluluk positive polarity