bu gerçek kolaylaştıracak

bu gerçek kolaylaştıracak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bu gerçek kolaylaştıracak this fact will facilitate

bu gerçek kolaylaştıracak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kolaylaştıracak will facilitate
kolaylaştıracak would facilitate
kolaylaştıracak will make it easier
kolaylaştıracak would make easier
bu kolaylaştıracak this will facilitate
kolaylaştıracak shall facilitate
kolaylaştıracak it will make easier
bu kolaylaştıracak this will make it easier
bu kolaylaştıracak that would facilitate
kolaylaştıracak will make easier
kolaylaştıracak it would ease
işleri kolaylaştıracak will make things easier
kolaylaştıracak will make it easy
bu kolaylaştıracak this will make easier
kolaylaştıracak it would facilitate
bu kolaylaştıracak that will make it easier
bu kolaylaştıracak this would facilitate
için kolaylaştıracak will make it easier for
bu kolaylaştıracak that will facilitate
savunuculuğu kolaylaştıracak will facilitate advocacy
uygulanmasını kolaylaştıracak would facilitate the implementation of
operatöre ait bilgilere erişimi kolaylaştıracak will ease access to information for operator
kesinlikle kolaylaştıracak will surely ease
endişeleri kolaylaştıracak would ease concerns
bu anlayışı kolaylaştıracak this would facilitate understanding of
daha kolaylaştıracak would further facilitate
ayrıca kolaylaştıracak will also facilitate
daha da kolaylaştıracak will further facilitate
prosedürü kolaylaştıracak will facilitate the procedure
bu kolaylaştıracak this would make it easier
çabaları kolaylaştıracak will facilitate efforts
çabalarımızı kolaylaştıracak will facilitate our endeavours
konuyla ilgili eylemi kolaylaştıracak on the subject will facilitate action
başarıyı kolaylaştıracak will facilitate achievement
sonunda kolaylaştıracak will eventually facilitate
kolaylaştıracak konumda are in a position to facilitate
destekleyici ve kolaylaştıracak supporting and streamlining
yavaş yavaş kolaylaştıracak will gradually ease
avrupa'nın yaşlanmasını kolaylaştıracak bir gelişme a development that could ease europe's aging
gerçek gerçek literal truth
gerçek gerçek actual truth
gerçek gerçek factual truth
gerçek ve gerçek actual and real
gerçek gerçek zamanlı true real-time
gerçek gerçek durum real real state
gerçek ve yasal avukat - gerçek true and lawful attorney--fact
gerçek ve gerçek olmayan the real and the unreal
gerçek ve gerçek real and actual
gerçek ve gerçek kişiler natural and physical persons
gerçek ve gerçek is a true and genuine