veya kullanımını kısıtlayan başka bir engel

veya kullanımını kısıtlayan başka bir engel teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
veya kullanımını kısıtlayan başka bir engel or other encumbrance restricting their use

veya kullanımını kısıtlayan başka bir engel terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sakıncalı veya kısıtlayan veya engelleyen is objectionable or which restricts or inhibits
önleyen veya kısıtlayan which prevent or restrict
engel ve engel hamper and hinder
kendi kendini kısıtlayan self-restricted
kısıtlayan that restrict
kısıtlayan mevzuat legislation restricting
etkinliği kısıtlayan mevzuat legislation restricting activity
hangi kısıtlayan which restrict
kendi kendini kısıtlayan self restricted
rekabeti kısıtlayan anlaşmalar agreements restricting competition
en az ticareti kısıtlayan yöntem the least-trade-restrictive manner
karşılıklı olarak kısıtlayan mutually constraining
ticareti makul olmayan şekilde kısıtlayan uygulamalara başvurmak resort to practices which unreasonably restrain trade
ihracatı kısıtlayan politikalar policies that restrict exports
erişimi kısıtlayan korumalar guards restricting access
bireyi kısıtlayan keyfi önlemlerin uygulanması implementation of arbitrary measures restricting individual
açıkça kısıtlayan clearly restricting
rekabeti kısıtlayan, which restrain competition,
akışı kısıtlayan cihaz flow- restricting device
başka bir engel another barrier is
başka veya başka bir egzersizi engellemek preclude any other or further exercise
başka veya başka bir egzersizi engelleyecektir shall preclude any other or further exercise
m’nin sürdürülebilir yeniden kullanımını teşvik etmek için sorumlu bir şekilde geri dönüşüm recycle it responsibly to promote the sustainable reuse of m
bir yardım veya engel a help or a hindrance
kullanımını desteklemek support the use of
kullanımını yönet govern your use
kullanımını gerektirir requires the use of
enerji kullanımını azaltmak reduce energy use
ortak marka kullanımını yöneten düzenleme regulation governing use of collective mark
kullanımını destekler supports the use of
kullanımını kaybetti lost the use of
ilaç kullanımını mümkün kılmak enable drug use
kullanımını kolaylaştırmak making it easier to use
kullanımını bırak discontinue your use
kullanımını artırmak enhance the use of
kullanımını gerektirir entails the use of
kullanımını gerektirebilir may require the use
onların kullanımını teşvik etmek encourage their use
kullanımını engellemek phase out the use of
kullanımını izlemek monitor its use
enerji kullanımını azaltmak reduce energy usage
kullanımını içerir it involves the use of
kullanımını sağlar renders the use
elektrik kullanımını yönetmek manage electricity use
çocuk askerlerin kullanımını durdurmak için koalisyon coalition to stop the use of child soldiers
kullanımını reçete prescribe the use of
kullanımını engeller precludes its use
doğal ışık kullanımını en üst düzeye çıkarmak maximise the use of natural light
kullanımını desteklemek support its use
kullanımını yöneten governing its use