biyobozunur madde

biyobozunur madde teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
biyobozunur madde biodegradable matter

biyobozunur madde terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kolay biyobozunur değil not readily biodegradable
biyobozunur atık biodegradable waste
biyobozunur malzeme biodegradable material
kolayca biyobozunur easily biodegradable
sonuçta biyobozunur ultimately biodegradable
zayıf biyobozunur poorly biodegradable
biyobozunur kompost biodegradable compostable
biyobozunur yüzey aktif maddeler biodegradable surfactants
sertifikalı biyobozunur certified biodegradable
kolayca biyobozunur readily biodegraded
yüksek biyobozunur high biodegradable
kolayca biyobozunur olması bekleniyor expected to be readily biodegradable
biyobozunur ürünler biodegradable products
hızlı biyobozunur rapidly biodegradable
biyobozunur polyester biodegradable polyester
biyobozunur kimyasallar biodegradable chemicals
biyobozunur matris biodegradable matrix
okso biyobozunur plastikler oxo-biodegradable plastics
daha kolay biyobozunur more readily biodegradable
biyobozunur ham biodegradable raw
biyobozunur kolaylıklar biodegradable amenities
biyobozunur yağ biodegradable oil
kolayca biyobozunur yüzey aktif readily biodegradable surfactant
biyobozunur polisakarit biodegradable polysaccharide
zayıf biyobozunur organik içerikler poorly biodegradable organic ingredients
hazır biyobozunur ready biodegradable
biyobozunur olma being biodegradable
biyobozunur kimyasal ürünler biodegradable chemical products
biyobozunur are biodegraded
biyobozunur temelinde on the basis of biodegradable
biyobozunur kompozit biodegradable composite
biyobozunur köpük biodegradable foam
herhangi bir madde veya madde kombinasyonu any substance or combination of substances
madde 10 madde a article 10 item a
16. madde ve 17. madde article 16 and article 17
43. madde ve madde 49 article 43 et seq and article 49
karıştırılan madde adulterant
madde genel agent-general
alkilleyici madde alkylating agent
madde miktarı amount of substance
ön delikli madde anterior perforated substance
uyuşturucu madde antidrug
geri madde back matter
bağlayıcı madde binder
madde işareti bullet point
kanserojen madde carcinogen
tamamlayıcı madde complement clause
katılaşmış madde concretion
yoğun madde condensed matter
yoğun madde fiziği condensed matter physics