| sahip olduğunu gösteren |
indicating he has |
sahip olduğunu gösteren terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| nasıl olduğunu gösteren |
illustrating how |
| nerede olduğunu gösteren |
indicating where |
| gücün açık olduğunu gösteren |
indicating the power is on |
| nasıl olduğunu gösteren vaka çalışmaları |
case studies that illustrate how |
| olmak üzere olduğunu gösteren herhangi bir işaretin farkında olmaya çalışın |
try to be aware of any signs that show he's about to become |
| inşaat için hazır olduğunu gösteren belge imzalandı |
document verifying readiness for construction was signed |
| neler olduğunu gösteren resim |
picture of what is going on |
| nasıl olduğunu gösteren raporlar |
reports that show how |
| kabul edilebilir olduğunu gösteren |
indicating an acceptable |
| nasıl olduğunu gösteren |
demonstrating how |
| sahip olunan ve faaliyet gösteren |
owned and operating |
| suçluluk kanıtının var olduğunu ve bunun yeterli olduğunu |
that evidence of guilt existed and that it was sufficient to |
| bunun olduğunu düşünüyor, bunun olduğunu biliyor |
does thinking about this, knowing that this is happening in |
| sahip olduğunu iddia ediyor |
claims to have |
| sahip olduğunu hatırla |
remember having |
| sahip olduğunu kabul et |
admit having |
| sahip olduğunu kabul |
admitted having |
| sahip olduğunu biliyorum |
i know you have |
| sahip olduğunu hayal et |
imagine having |
| sahip olduğunu kanıtlamak |
prove to have |
| sahip olduğunu kanıtladı |
proves to have |
| sahip olduğunu reddetti |
he denied having |
| sahip olduğunu göstermek |
demonstrate having |
| sahip olduğunu reddediyor |
he denies having |
| bana sahip olduğunu söyledi |
he told me he had |
| bana sahip olduğunu söyledi |
she told me that she had |
| sahip olduğunu iddia etti |
he claimed to have |
| sahip olduğunu hatırlıyor |
he remembers having |
| sahip olduğunu beyan eder |
declares to have |
| sahip olduğunu düşündüm |
thought having |
| sahip olduğunu hatırladım |
remembered having |
| sahip olduğunu göstermiştir |
has shown to possess |
| yani sahip olduğunu düşünüyorsun |
so you think you have |
| herhangi bir bilgiye sahip olduğunu reddetti |
denied having any knowledge |
| sahip olduğunu iddia edebilir |
can claim to have |
| sahip olduğunu düşünmek |
consider as having |
| sahip olduğunu biliyorum |
know you have |
| sahip olduğunu göstermek |
show having |
| sahip olduğunu kabul etti |
he admitted having |
| sahip olduğunu gösterir |
demonstrates having |
| sahip olduğunu bildirdi |
have reported having |
| hakkına sahip olduğunu kabul eder |
agrees that is entitled to |
| sahip olduğunu iddia eden |
who claim to have |
| sahip olduğunu söyledi |
said that had had |
| sahip olduğunu iddia ediyor |
he alleges having |
| zaten sahip olduğunu söyledi |
said he had already |
| sahip olduğunu kanıtlamak |
proving to have |
| bana sahip olduğunu söyledi |
told me that you had |
| sahip olduğunu kabul eder |
it acknowledges having |
| eğer gerekenlere sahip olduğunu düşünüyorsan, |
if you think you have what it takes, |