karşı karşıya kalınacak zorluklar

karşı karşıya kalınacak zorluklar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
karşı karşıya kalınacak zorluklar challenges to be confronted

karşı karşıya kalınacak zorluklar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
üzerinde mutabık kalınacak shall be mutually agreed upon
fiyat üzerinde mutabık kalınacak agreed upon price shall
karşı karşıya kaldığı zorluklar challenges confronting
karşı karşıya kalınan temel zorluklar key challenges facing
karşı karşıya bulunduğumuz zorluklar current challenges facing
karşı karşıya olduğu zorluklar challenges it is facing
avrupa'nın karşı karşıya kaldığı zorluklar challenges facing europe
karşı karşıya kalınan büyük zorluklar great challenges facing
toplumumuzun karşı karşıya kaldığı zorluklar challenge facing our society
amerika'nın karşı karşıya kaldığı zorluklar challenges facing america
tam gerçekleşmenin karşı karşıya kaldığı zorluklar challenges facing the full realization
karşı karşıya olduğumuz büyük zorluklar major challenges facing us
karşı karşıya kalınan belirli zorluklar specific challenges facing
kendisine karşı tanıklarla karşı karşıya gelmek; sahip olmak to be confronted with the witnesses against him; to have
karşı gelen davalarla karşı karşıya faces lawsuits from
zorluklar ve zorluklar challenges and difficulties
maddi zorluklar veya zorluklar financial difficulties or hardship
zorluklar ve zorluklar difficulties and hardships
zorluklar gibi zorluklar difficulties as challenges
karşı karşıya duran şey vis-a-vis
karşı karşıya confronting
zorluklarla karşı karşıya face challenges
müşteri karşı karşıya client facing
karşı karşıya are facing
ile karşı karşıya are faced with
karşı karşıya face in
ile karşı karşıya is faced with
karşı karşıya facing you
karşı karşıya kalan suçlamalar facing charges
yeni zorluklarla karşı karşıya face new challenges
ile karşı karşıya are confronted with
yok olma tehlikesiyle karşı karşıya facing extinction
ile karşı karşıya kaldı was faced with
ile karşı karşıya is confronted with
karşı karşıya is faced
karşı karşıya kaldık are confronted
karşı karşıya olmak be confronted with
karşı karşıya geldi was faced
karşı karşıya geldiğinde when confronted with
karşı karşıya geldiğinde when confronted
ile karşı karşıya facing with
karşı karşıya face by
ile karşı karşıya kaldı were faced with
karşı karşıya kaldık we are faced
suçlamalarla karşı karşıya faces charges
ile karşı karşıya kaldı was confronted by
ile karşı karşıya countered with
karşı karşıya kalmak challenge facing
karşı karşıya faced in
zorluklarla karşı karşıya faces challenges