ekonomik açıdan dezavantajlı topluluk

ekonomik açıdan dezavantajlı topluluk teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ekonomik açıdan dezavantajlı topluluk economically disadvantaged community

ekonomik açıdan dezavantajlı topluluk terimi için benzer kelimeler ve anlamları

ekonomik açıdan dezavantajlı economically disadvantageous
ekonomik açıdan dezavantajlı gençler economically disadvantaged youth
ekonomik açıdan dezavantajlı öğrenciler economically disadvantaged students
sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı topluluklar socio-economically disadvantages communities
ekonomik açıdan dezavantajlı insanlar economically disadvantaged people
ekonomik açıdan dezavantajlı üreticiler economically disadvantaged producers
ekonomik açıdan dezavantajlı of economically disadvantaged
dezavantajlı topluluk disadvantaged community
ekonomik olarak dezavantajlı economically disadvantaged
sosyal ve ekonomik olarak dezavantajlı socially and economically disadvantaged
ekonomik olarak dezavantajlı bölgeler economically disadvantaged regions
ekonomik olarak dezavantajlı yüzde percent economically disadvantaged
ekonomik olarak dezavantajlı arka plan economically disadvantaged background
ekonomik olarak dezavantajlı kökenden. from economically disadvantaged backgrounds.
ekonomik olarak dezavantajlı okul economically disadvantaged school
sosyal açıdan sorumlu topluluk socially responsible community
ekonomik açıdan mantıklı makes economic sense
ekonomik açıdan in economic terms
ekonomik açıdan önemli economically important
ekonomik açıdan avantajlı economically advantageous
ekonomik açıdan zorlu economically challenged
ekonomik açıdan en avantajlı teklif most economically advantageous tender
ekonomik açıdan from an economic perspective
ekonomik açıdan from an economic point of view
ekonomik açıdan duyarlı economically sensible
ekonomik açıdan rekabetçi economically competitive
ekonomik açıdan yetersiz economically inefficient
ekonomik açıdan zorlu economically challenging
ekonomik açıdan faydalı economically beneficial
ekonomik açıdan bağımsız economically independent
ekonomik açıdan on the economic front
ekonomik açıdan from the economic point of view
ekonomik açıdan anlamlı economically meaningful
ekonomik açıdan mantıklı it makes economic sense
ekonomik açıdan zor zamanlar economically challenging times
ekonomik açıdan en avantajlı most economically advantageous
ekonomik açıdan çekici economically attractive
ekonomik açıdan yıkıcı economically disruptive
ekonomik açıdan müreffeh economically prosperous
ekonomik açıdan mantıklı makes good economic sense
ekonomik açıdan gelişmiş ülkeler economically advanced countries
ekonomik açıdan bilge economically wise
ekonomik açıdan aktif çocuklar economically active children
ekonomik açıdan avantajlı economically advantaged
ekonomik açıdan önemli economically significant
ekonomik açıdan from the economical point of view
ekonomik açıdan savunmasız economically vulnerable
ekonomik açıdan uygun economical viable
ekonomik açıdan zayıf economically poor
ekonomik açıdan sakat economically crippled