| ağrıya karşı artan hassasiyet |
increased sensitivity to pain |
ağrıya karşı artan hassasiyet terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| ışığa karşı artan hassasiyet |
increased sensitivity to light |
| güneş ışığına karşı artan hassasiyet |
increased sensitivity to sunlight |
| ağrıya duyarlılık |
nociperception |
| ağrıya neden olmak |
cause pain |
| ağrıya neden olmak |
causing pain |
| ağrıya neden olur |
causes pain |
| ağrıya etkisi |
effect on pain |
| ağrıya bağlı |
pain induced |
| şiddetli ağrıya neden olmak |
cause severe pain |
| ağrıya değmez |
not address pain |
| ağrıya etkileri |
effects on pain |
| ağrıya yol |
pain-inducing |
| fiziksel ağrıya neden olmak |
cause physical pain |
| şiddetli ağrıya yol açar |
leads to severe pain |
| ağrıya etkisi var |
has an effect on pain |
| şiddetli ağrıya neden olan |
which causes severe pain |
| ağrıya neden olabilir |
may cause pain |
| ağrıya dayanıklı doğmamış çocuk koruma kanunu |
pain-capable unborn child protection act |
| artan hassasiyet |
increased sensitivity |
| artan hassasiyet |
increased precision |
| artan hassasiyet |
increased tenderness |
| artan hassasiyet |
increasing sensitivity |
| artan hassasiyet |
increased sensibility |
| artan hassasiyet için |
for increased accuracy |
| artan hassasiyet |
an increased sensitivity |
| artan hassasiyet |
increasing precision |
| ışığa karşı geçici hassasiyet |
temporary sensitivity to light |
| darbeye karşı düşük hassasiyet |
low sensitivity to impact |
| güvensizliğe karşı yüksek hassasiyet |
high vulnerability to insecurity |
| şiddete karşı daha büyük hassasiyet |
greater vulnerability to violence |
| gıda güvensizliğine karşı yüksek hassasiyet |
a high vulnerability to food insecurity |
| artan karşı karşıya |
facing increasing |
| artan baskıyla karşı karşıya |
face increasing pressure |
| artan rekabetle karşı karşıya |
face increasing competition |
| artan karşı karşıya |
are facing increasing |
| artan risklerle karşı karşıya |
face increased risks |
| karşı artan ilgi |
growing interest towards |
| karşı artan muhalefet |
growing opposition towards |
| artan taleple karşı karşıya |
face growing demand |
| artan ile karşı karşıya |
faced with increased |
| artan güvenlik açıklarıyla karşı karşıya |
face increased vulnerabilities |
| giderek artan bir şekilde karşı karşıya |
faced an increasingly |
| artan bir baskıyla karşı karşıya |
is facing a growing pressure |
| karşı artan bir kızgınlık |
growing resentment towards |
| trende karşı artan |
increasing against the trend |
| artan karşı karşıya |
faced increasing |
| kimyasal hassasiyet |
chemical sensitivity |
| gizli hassasiyet |
covert sensitization |
| çift hassasiyet |
double precision |
| aşırı hassasiyet |
hypersensitivity |