yapmamızı sağlayan

yapmamızı sağlayan teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yapmamızı sağlayan enabling us build

yapmamızı sağlayan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bu standartlar, denetimi planlamamızı ve yapmamızı gerektirir. those standards require that we plan and perform the audit
yapmamızı gerektirecek will require us to make
yapmamızı gerektir require that we perform
ne yapmamızı önerirsin? what do you suggest we do?
yapmamızı önerdim i suggested that we should
bize yapmamızı istemediğiniz sürece unless you instruct us to do so
yapmamızı önerdi suggested that we should
yapmamızı istedi asked us to carry out
yapmamızı öneriyorum i suggest we should
yapmamızı engelle prevent us from making
geçimini sağlayan kimse breadwinner
yiyecek içecek sağlayan kimse caterer
sağlayan enables
sağlayan provider
barış sağlayan şey the-peacemaker
bağlantı sağlayan kelimeler linking words
fayda sağlayan beneficially owned
sağlayan teknoloji enabling technology
sağlayan ülke issuing country
olanak sağlayan koşullar enabling conditions
olanak sağlayan işler enabling works
böylece sağlayan thus ensuring
böylece sağlayan thus enabling
sağlayan olarak as providing
böylece sağlayan thereby providing
sağlayan of providing
değer sağlayan providing value
düzenleme sağlayan enabling regulation
bu sağlayan which provides that
böylece sağlayan thereby enabling
fayda sağlayan şirket benefit corporation
karşılıklı yarar sağlayan işbirliği mutually beneficial cooperation
yer tasarrufu sağlayan çok yönlülük space-saving versatility
yerden tasarruf sağlayan tasarım space saving design
emek tasarrufu sağlayan cihaz labour saving device
sağlayan sözleşme agreement providing for
su tasarrufu sağlayan cihazlar water saving devices
güç sağlayan enabling power
uygulama bağlantısı sağlayan application link enabling
emek tasarrufu sağlayan cihazlar labor-saving devices
katkı sağlayan faydalar contributory benefits
maliyet tasarrufu sağlayan özellikler cost-saving features
maliyet tasarrufu sağlayan avantajlar cost-saving benefits
her zaman sağlayan always providing
olanak sağlayan devlet enabling state
işten ayrılma sonrasında fayda sağlayan planlar post-employment benefit plans
likidite sağlayan işlem liquidity-providing operation
maliyet tasarrufu sağlayan teknolojiler cost-saving technologies
bunu sağlayan which provided that
memnuniyeti sağlayan itici güç drivers of satisfaction