bilmem gereken

bilmem gereken teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bilmem gereken that i got to know

bilmem gereken terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bilmem gereken tek şey bu that's all i need to know
bilmem gereken başka bir şey var anything else i should know
bilmem gereken her şey everything i need to know
bilmem gereken şeyler things i need to know
bilmem gereken başka bir şey var mı? is there anything else i need to know?
bilmem gereken şartlar requirements i need to be aware of
bilmem gerek need to know
bilmem gerek i need to know
bilmem gerek i got to know
seni bilmem ama i don't know about you but
bilmem için for me to know
bilmem gerekenler i got to know about
bilmem gerektiğini düşünüyorum i don't think i should
sadece bilmem gerek i just need to know
gerçekten bilmem gerek i really need to know
bilmem gerekiyordu i needed to know
bunu bilmem gerek i need to know that
tam olarak bilmem gerek i need to know exactly
hangisini bilmem gerek i need to know which
bilmem gerekenler i got to know from
kesinlikle bilmem gerek absolutely need to know
bilmem gerekiyor i'm gotta
gerçekten bilmem gerek really need to know
asla bilmem i'd never know about
bilmem gerekiyordu i was supposed to know
bilmem isterdim having known i would
bilmem gerekenler what i should know
kdv'yi bilmem gerekiyor i need to know the vat
bilmem gerekenler what i needed to know
hakkında bir şeyler bilmem gerek i need to know something about
ödenmesi gereken veya ödenmesi gereken due or payable
tam olarak ödenmesi gereken ve ödenmesi gereken due and payable in full
ödenmesi gereken ve ödenmesi gereken due and payable upon
ödenmesi gereken ve ödenmesi gereken tüm tutarlar all sums due and payable
okunması veya imzalanması gereken belge bumf
hemen cevaplanması gereken soru burning question
hesaba katılması gereken kuvvet force to be reckoned with
uygulanması gereken implemental
uyumadan önce gitmem gereken miller miles to go before i sleep
bildirilmesi gereken notifiable
kınanması gereken reprehensible
olması gereken supposed to
korkmamız gereken tek şey korkunun kendisi. the only thing we have to fear is fear itself
un-kınanması gereken un-reprehensible
verilmesi gereken son gün is due
dikkat edilmesi gereken to be considered
olması gereken ought to be
ödenmesi gereken tutarlar amounts due
gereken düşünce due consideration
yapılması gereken cause to be done