| şimdiye kadar yaptığımız en iyi |
the best we have ever done |
şimdiye kadar yaptığımız en iyi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| şimdiye kadar bu kadar |
this far in advance |
| yaptığımız en iyi seçimlerden biri |
one of the best choices we made |
| en iyi yaptığımız şey |
it's what we do best |
| şimdiye kadar iyi |
good so far |
| şimdiye kadar iyi |
fine so far |
| şimdiye kadar iyi |
doing well so far |
| şimdiye kadar iyi yaptım |
have done well so far |
| şimdiye kadar iyi haberler |
good news so far |
| şimdiye kadar gördüğüm en iyi film |
the best film i've ever seen |
| şimdiye kadar oldukça iyi |
pretty well so far |
| şimdiye kadar yazılmış en iyi kitaplar |
the greatest books ever written |
| şimdiye kadar aldığım en iyi hediye. |
it's the best gift i ever received. |
| şimdiye kadar daha iyi sonuçlar |
better results ever |
| şimdiye kadar sahip olduğum en iyi hediye |
best present ever i ever had |
| şimdiye kadar yapılmış en iyi |
the best ever made |
| şimdiye kadar iyi hafta sonları |
good weekend so far |
| şimdiye kadar bulunduğum en iyi |
the best i have ever been to |
| şimdiye kadar yaşadığınız en iyi tatildi |
was the best vacation i ever had |
| şimdiye kadar yaptığım en iyi |
the best i ever made |
| yaptığımız gibi |
as we do |
| yorum yaptığımız gibi |
as we commented |
| yaptığımız gibi |
as we did |
| yaptığımız her şeyde |
in everything we do |
| bizim yaptığımız gibi |
like we do |
| yaptığımız seçimler |
choices we make |
| yaptığımız her şeyin merkezinde |
at the heart of everything we do |
| yaptığımız |
that we made |
| tekrar tekrar yaptığımız şeyiz |
we are what we repeatedly do |
| yaptığımız şeyin özünde |
is at the core of what we do |
| bizim yaptığımız gibi |
as we have been |
| genelde yaptığımız gibi |
as we usually do |
| yaptığımız şey |
what we did was |
| yaptığımız |
that we did |
| içinde ticaret yaptığımız |
in which we trade |
| yaptığımız şey |
is what we do |
| bizim yaptığımız |
the way we do |
| yorum yaptığımız gibi |
as we have commented |
| yaptığımız her şeyin özünde |
at the core of everything we do |
| bunu yaptığımız gibi |
as we do this |
| yaptığımız zaman |
when we make |
| geçmişte yaptığımız gibi |
as we have done in the past |
| iş yaptığımız |
in which we do business |
| iş yaptığımız yer |
where we conduct business |
| yaptığımız her şeyin merkezinde |
is at the heart of everything we do |
| yaptığımız gibi |
as we have been doing |
| yaptığımız gibi |
as we have done |
| yaptığımız şeyler |
things we do |
| yaptığımız her şeyin merkezinde |
are at the heart of everything we do |
| yaptığımız her şeyin arkasında |
behind everything we do |
| yaptığımız eylem |
the action we take |