oturma kapasitesine sahip

oturma kapasitesine sahip teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
oturma kapasitesine sahip has a seating capacity

oturma kapasitesine sahip terimi için benzer kelimeler ve anlamları
oturma kapasitesine ulaşılana kadar until seating capacity is reached
kapasitesine sahip with a capacity for
kapasitesine sahip olmak have capacity for
kapasitesine sahip it has capacity for
kapasitesine sahip olacak will have the capacity to
kesme kapasitesine sahip konektör connector with breaking capacity
kapasitesine sahip has capacity for
düzenleme kapasitesine sahip olmak have the capacity to issue
büyüme kapasitesine sahip has the capacity to grow
gerçekleştirme kapasitesine sahip has the capacity to perform
kapasitesine sahip bir tank a tank with a capacity of
oditoryum kapasitesine sahip the auditorium has a capacity of
minimum yük kapasitesine sahip with minimum load capacity
sınırlı yatırım kapasitesine sahip with a limited investment capacity
büyüme kapasitesine sahip growth-capable
üretme kapasitesine sahip olmak have capacity to produce
uyum sağlama kapasitesine sahip olmak have the capacity to adapt
otel kapasitesine sahip the hotel has a capacity
kapasitesine sahip olmak to hold a capacity of
depolama kapasitesine sahip with storage capacity
çalışma kapasitesine sahip olmak have the capacity to work
yapabilme kapasitesine sahip olmak have the capacity of doing
kas tonusunu azaltma kapasitesine sahip bir ilaç a drug with the capacity to reduce muscle tone
inceleme kapasitesine sahip has the capacity to review
tam işletme kapasitesine sahip olmak have full operating capacity
oturma odası oturma odası living space living room
kapasitesine göre hareket etmek acting in his capacity
emebilme kapasitesine absorptivities
kapasitesine ulaştı reached its capacity
kapasitesine göre hareket etmek act in his capacity
kapasitesine kadar dolu filled to capacity with
danışma kapasitesine hizmet eder serves in an advisory capacity
üretim kapasitesine yatırım investment in production capacity
tam kapasitesine to his full capacity
maksimum kapasitesine ulaşmak reaching its maximum capacity
kapasitesine güvenir relies on its capacity
kapasitesine göre hareket etti he acted in his capacity
kapasitesine göre hareket etmek act in its capacity as
kapasitesine hitap ediyor addresses the capacity of
dalgalanma kapasitesine yönelik addressing surge capacity
kapasitesine ulaşmak reach its capacity
hafıza kapasitesine ulaşıldı memory capacity has been reached
gaz ithalat kapasitesine erişimin kapatılması foreclosing access to gas import capacity
olma kapasitesine sahiptir has the capacity to become
imzalama kapasitesine sahipti had the capacity to sign
kontrol etme kapasitesine sahiptir has the capacity to check
kapasitesine göre hareket eden who acts in the capacity of
sahip olunan veya sahip olunan owned or possessed
sahip ve sahip have and has
sahip veya sahip olabilir has or may have