| maddi anlamda iyi |
it makes good financial sense |
maddi anlamda iyi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| maddi anlamda |
material sense |
| maddi anlamda |
materially speaking |
| maddi o maddi olmayan |
tangible o intangible |
| maddi ve maddi olmayan |
tangible and intangible |
| maddi ve maddi olmayan varlıklar |
tangible and intangible assets |
| maddi ve maddi olmayan duran varlıklar |
tangible and intangible property |
| maddi veya maddi olmayan |
tangible or intangible |
| maddi duran varlıklar ve maddi olmayan duran varlıklar |
property, plant and equipment and intangible assets |
| maddi ve maddi olmayan duran varlıklar |
tangible and intangible fixed assets |
| maddi ve maddi olmayan miras |
tangible and intangible heritage |
| maddi veya maddi olmayan duran varlıklar |
tangible or intangible assets |
| maddi olmayan maddi olmayan duran varlıklar |
amortizable intangible |
| maddi veya maddi olmayan |
whether tangible or intangible |
| maddi maddi duran varlıklar |
material tangible fixed assets |
| hem maddi hem maddi olmayan |
both tangible and intangible |
| maddi ve maddi olmayan hasar |
material and non-material damage |
| maddi veya maddi olmayan duran varlıklar |
tangible or intangible property |
| diğer maddi olmayan maddi olmayan duran varlıklar |
other nonamortizable intangible assets |
| maddi ve maddi olmayan miras |
material and intangible heritage |
| maddi ve maddi olmayan sermaye |
tangible and intangible capital |
| maddi olmayan, maddi duran varlıklar ve kontrol portföyü |
intangible, tangible assets and control portfolio |
| maddi istikrarı maddi olarak etkilediği sürece |
insofar as they materially influence the stability |
| maddi maddi mülkiyet |
material tangible property |
| maddi veya maddi olmayan |
material or non-material |
| maddi olmayan maddi |
the intangible becomes tangible |
| maddi ve maddi olmayan menfaatler |
tangible and intangible benefits |
| maddi veya maddi olmayan |
whether material or immaterial |
| maddi olmayan ve maddi duran varlıklarda amortisman |
depreciation on intangible and tangible assets |
| maddi ve maddi olmayan duran varlıkların amortismanı |
depreciation of tangible and intangible assets |
| maddi ve maddi olmayan duran varlıklar |
tangible and intangibles assets |
| en iyi anlamda |
in the best sense |
| iyi anlamda |
on good sense |
| finansal anlamda iyi |
good financial sense |
| daha iyi bir anlamda |
for a greater sense |
| iyi estetik anlamda |
good aesthetic sense |
| iyi anlamda |
with good sense |
| iyi anlamda |
for good sense |
| ve iyi anlamda |
and good sense |
| en iyi anlamda |
in a finest sense |
| maddi olarak iyi |
financially well off |
| iyi niyet ve maddi olmayan duran varlıklar |
goodwill and intangibles |
| maddi olarak daha iyi |
materially better |
| maddi açıdan iyi donanımlı |
financially well-endowed |
| bir anlamda |
in a sense |
| kinestetik anlamda |
kinesthetic sense |
| ahlaki anlamda |
moral sense |
| ciddi anlamda |
seriously |
| dar anlamlı bir sözcüğü geniş anlamda kullanma |
synecdoche |
| içsel anlamda |
visceral sense |
| anlamda olduğu |
in the sense that |