x'in temsil ettiği yer

x'in temsil ettiği yer teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
x'in temsil ettiği yer where x represents

x'in temsil ettiği yer terimi için benzer kelimeler ve anlamları
temsil ettiği yer where he represents
temsil ettiği yer where a represents
sıfırın temsil ettiği yer where zero represents
temsil ettiği gibi as it represents
temsil ettiği görülüyor appears to represent
temsil ettiği kabul edildi deemed to represent
temsil ettiği düşünülmektedir considered to represent
bunun temsil ettiği gibi as this represents
temsil etmeyi iddia ettiği which it purports to represent
temsil ettiği değerler values it stands for
temsil ettiği için for having represented
temsil ettiği that it represents
bunu temsil ettiği kabul edildi deemed to represent that
temsil ettiği iddia edildi claimed to be representing
temsil ettiği kabul edilir is deemed to represent
temsil ettiği tehlike the danger it represents
temsil ettiği düşünülmektedir is thought to represent
temsil ettiği kadar as much as it represents
temsil ettiği anlaşıldı understood to represent
temsil ettiği görülüyor seen to represent
genellikle temsil ettiği düşünülür are generally considered to represent
temsil ettiği tahmin edilmektedir are estimated to represent
bunun temsil ettiği that this represents
temsil ettiği kişi için for whom it represents
temsil ettiği tehlike the danger it represents for
içerdiği fonksiyonların i temsil ettiği ya da garanti etmediği does not represent or warrant that the functions contained i
temsil ettiği kabul edilir widely considered to represent
temsil ettiği söyleniyor said to represent
temsil ettiği gösterilmiştir shown to represent
temsil ettiği gibi as such represents
temsil ettiği zorluklar the challenges it represented
temsil ettiği ortaya çıktı appeared to represent
temsil ettiği şirket the company she represents
temsil ettiği söyleniyor is said to represent
temsil ettiği değer value it represents
temsil ettiği zorluk the challenge it represents
temsil ettiği bildirildi reported as representing the
temsil ettiği which she represents
bağlamın kabul ettiği yer where the context so admits
kartalların cesaret ettiği yer where eagles dare
partilerin kabul ettiği yer where the parties have agreed
işgal ettiği yer space occupied by
başkanlık ettiği yer where he presided
tercih ettiği yer oldu became his destination of choice
kabul ettiği yer where it accepts
sipariş ettiği yer where he ordered
ikamet ettiği yer where residing
ikamet ettiği yer where he is domiciled
seyahat ettiği yer that he travels in
hizmet ettiği yer where it serves