| bunu yapmanın iki yolu |
two ways of doing this |
bunu yapmanın iki yolu terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bunu yapmanın en kolay yolu |
the easiest way to do this |
| bunu yapmanın bir yolu |
a way to do this |
| bunu yapmanın yolu |
way to do this |
| bunu yapmanın yolu yaratıyor |
the way to do it is creating |
| iş yapmanın yolu |
way of doing business |
| işleri yapmanın yolu |
way of doing things |
| yapmanın yolu |
way to do |
| yapmanın yolu |
way of doing |
| yapmanın yolu |
way to make |
| işleri yapmanın eski yolu |
the old way of doing things |
| bir şey yapmanın bir yolu |
a way of doing something |
| ödeme yapmanın kolay yolu |
the easy way to pay |
| yapmanın bir yolu |
a way of doing |
| yapmanın en iyi yolu |
the best way to make |
| iş yapmanın benzersiz yolu |
unique way of doing business |
| iş yapmanın bir yolu |
it is a way of doing business |
| değiş tokuş yapmanın bir yolu |
a way of exchanging |
| pratik yapmanın eğlenceli yolu |
fun way to practice |
| iş yapmanın yepyeni bir yolu |
a whole new way of doing business |
| işleri yapmanın daha iyi bir yolu |
a better way of doing things |
| bu yapmanın bir yolu |
it's a way of doing |
| iş yapmanın yeni yolu |
new way of doing business |
| bir şey yapmanın yeni yolu |
new way of doing something |
| işbirliği yapmanın en iyi yolu |
best way to collaborate |
| yatırım yapmanın en iyi yolu |
the best way to invest |
| iş yapmanın sürdürülebilir yolu |
sustainable way of doing business |
| işleri yapmanın şimdiki yolu |
current way of doing things |
| yapmanın başka bir yolu |
another way of making |
| bunu yapmanın nedeni |
the reason for doing this |
| bunu yapmanın maliyeti |
the costs of doing so |
| bunu yapmanın |
of doing this |
| bunu yapmanın yasal olduğunu kendileri tatmin edin |
satisfy themselves that it is lawful to do so |
| bunu yapmanın maliyetini geri kazanmak |
recover the costs of doing so |
| bunu yapmanın zararı yok |
there is no harm in doing so |
| bunu yapmanın keyfi |
the pleasure of doing so |
| bunu yapmanın etkileri |
implications of doing so |
| bunu yapmanın maliyeti |
cost of doing so |
| politika yapmanın |
politicking |
| iş yapmanın maliyeti |
cost of doing business |
| yapmanın tadını çıkar |
enjoy doing |
| iş yapmanın |
of doing business |
| yapmanın ortasında |
in the middle of doing |
| iş yapmanın yolları |
ways of doing business |
| işleri yapmanın yolları |
ways of doing things |
| işleri yapmanın yeni yolları |
new ways of doing things |
| yapmanın yolları |
ways of doing |
| yapmanın yanı sıra |
as well as making |
| iş yapmanın yeni yolları |
new ways of doing business |
| yapmanın yanı sıra |
besides doing |
| iş yapmanın bir parçası |
part of doing business |