kredi olanakları düzenler

kredi olanakları düzenler teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kredi olanakları düzenler arranges credit facilities

kredi olanakları düzenler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kredi olanakları loan facilities
çekilmemiş kredi olanakları undrawn credit facilities
kıdemli kredi olanakları senior credit facilities
taahhüt edilmiş kredi olanakları committed credit facilities
vadeli kredi olanakları term loan facilities
üst düzey güvenli kredi olanakları senior secured credit facilities
güvenli kredi olanakları secured credit facilities
kredi olanakları mevcut credit facilities available
mevcut kredi olanakları existing credit facilities
kredi olanakları elde etmek obtain credit facilities
diğer kredi olanakları other credit facilities
mikro kredi olanakları micro-credit facilities
önerilen kredi olanakları proposed loan facilities
kredi olanakları genişletildi credit facilities extended
ikili kredi olanakları bilateral credit facilities
kredi ve borç olanakları credit and debit facilities
vadeli kredi olanakları term credit facilities
vadeli ve döner kredi olanakları term and revolving credit facilities
kredi ve tasarruf olanakları credit and savings facilities
verilen kredi olanakları credit facilities granted
dış kredi olanakları foreign credit facilities
kısa vadeli kredi olanakları short-term credit facilities
euro vadeli kredi olanakları euro term loan facilities
geniş kredi olanakları wide loan facilities
kredi olanakları verilmesi granting credit facilities
krediler ve döner kredi olanakları loans and revolving credit facilities
ticari kredi olanakları commuted credit facilities
genişletilmiş kredi olanakları extended loan facilities
kredi olanakları credits facilities
kredi olanakları sendikasyonu syndication of loan facilities
borç ve kredi olanakları debt and credit facilities
kıdemli döner kredi olanakları senior revolving credit facilities
düzenler shall issue
düzenler shall arrange for
için düzenler arranges for
farklı düzenler different layouts
toplantı düzenler convenes a meeting
toplantılar düzenler holds meetings
bir toplantı düzenler holds a meeting
örnek düzenler example layouts
başkanlığı düzenler holds the presidency
cildi düzenler conditions the skin
çizimler ve düzenler drawings and layouts
düzenler it regulates
toplantı düzenler will arrange a meeting
düzenler shall regulate
ilkeleri düzenler lays out the principles
duyguları düzenler regulate emotions
kendini düzenler organizes itself
kullanımı düzenler governs the use