değişken yoğunluklu

değişken yoğunluklu teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
değişken yoğunluklu with variable intensity

değişken yoğunluklu terimi için benzer kelimeler ve anlamları

değişken yoğunluklu rüzgar tüneli variable-density wind tunnel
değişken değişken fluctuating variable
değişken değişken regulating variable
değişken değişken yağış highly variable rainfall
değişken değişken variable a variable
değişken değişken highly variable dependent
değişken değişken predicting variable
çift yoğunluklu double density
ailesel yüksek yoğunluklu lipoprotein eksikliği familial high-density lipoprotein deficiency
yüksek yoğunluklu high-density
yüksek yoğunluklu lipoprotein high-density lipoprotein
yüksek yoğunluklu polietilen high-density polyethylene
düşük yoğunluklu low-density
düşük yoğunluklu lipoprotein low-density lipoprotein
düşük yoğunluklu polietilen low-density polyethylene
olmayan yoğunluklu non-density
yüksek yoğunluklu polietilen high density polyethylene
düşük yoğunluklu low density
orta yoğunluklu sunta medium density fiberboard
yüksek yoğunluklu deşarj high intensity discharge
düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol low-density lipoprotein cholesterol
düşük yoğunluklu lipoprotein low density lipoprotein
doğrusal düşük yoğunluklu polietilen linear low density polyethylene
düşük yoğunluklu low intensity
yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol high-density lipoprotein cholesterol
orta yoğunluklu lif levha medium density fibreboard
düşük yoğunluklu polietilen low density polyethylene
yüksek yoğunluklu köpük high density foam
yüksek yoğunluklu odaklı ultrason high intensity focused ultrasound
birim yoğunluklu unit-density
çift yoğunluklu dual-density
yüksek yoğunluklu deşarj lambaları high intensity discharge lamps
yüksek yoğunluklu sunta high density fiberboard
orta yoğunluklu medium dense
çok düşük yoğunluklu lipoprotein very low density lipoprotein
yüksek yoğunluklu eğitim high intensity training
yüksek yoğunluklu aydınlatma high-intensity lighting
yüksek yoğunluklu tatlandırıcı high intensity sweetener
yüksek yoğunluklu alanlar high density areas
düşük doğrusal yoğunluklu polietilen low linear density polyethylene
yüksek yoğunluklu paketleme high density packaging
düşük yoğunluklu with low density
yüksek yoğunluklu ışık high intensity light
yüksek yoğunluklu baskı high-density printing
düşük yoğunluklu çatışmalar low-intensity conflicts
yoğunluklu köpük density foam
yüksek yoğunluklu plastik high density plastic
yüksek yoğunluklu yıldırım high intensity lightning
yüksek yoğunluklu yayılan alan high intensity radiated field
yüksek yoğunluklu gövde high density housing