elektronik kontrollü birim enjektörleri

elektronik kontrollü birim enjektörleri teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
elektronik kontrollü birim enjektörleri electronically controlled unit injectors

elektronik kontrollü birim enjektörleri terimi için benzer kelimeler ve anlamları
pompa enjektörleri pump injectors
ilaç enjektörleri drug injectors
gaga enjektörleri beaks injectors
yakıt enjektörleri, distribütör fuel injectors, distributor
birim bazında birim bazında on a unit by unit basis
birim güvende birim units in a unit trust
birim başına birim denomination per unit
birim bazında birim unit by unit basis
elektronik kontrollü electronically controlled
elektronik kontrollü sistemler electronically controlled systems
elektronik kontrollü sürekli değişken şanzıman electronically controlled continuously variable transmission
elektronik kontrollü süspansiyon electronically controlled suspension
elektronik kontrollü enjeksiyon electronically controlled injection
elektronik kontrollü vana electronically controlled valve
elektronik kontrollü süspansiyon sistemleri electronically controlled suspension systems
kontrollü elektronik versiyon controlled electronic version
elektronik kontrollü tüm tekerlekten çekiş electronically controlled all wheel drive
elektronik kontrollü süspansiyon electronic controlled suspension
elektronik kontrollü besleme electronically controlled feeding
elektronik kontrollü iletim electronically controlled transmission
elektronik kontrollü makine electronically-controlled machine
elektronik kontrollü fren sistemi electronically controlled brake system
elektronik kontrollü enjeksiyon pompaları electronically controlled injection pumps
elektronik birim enjektörü electronic unit injector
elektronik birim electronic unit
elektronik birim electronics unit
elektronik kayıtlar ve elektronik imzalar electronic records and electronic signatures
elektronik veya elektronik olmayan kurcalama electronic or non-electronic tampering
elektrik, elektronik, programlanabilir elektronik electrical, electronic, programmable electronic
kontrollü controllably
kontrollü controlled
kontrollü deney controlled experiment
kontrollü patlama controlled explosion
kontrollü hipotansiyon controlled hypotension
kontrollü mekanik havalandırma controlled mechanical ventilation
kontrollü solunum controlled respiration
kontrollü madde controlled substance
kontrollü havalandırma controlled ventilation
kontrollü salım controlled-release
kontrollü controversial
aşırı kontrollü over-controlled
kısım kontrollü portion-controlled
radyo kontrollü radio-controlled
silikon kontrollü doğrultucu silicon-controlled rectifier
iyi kontrollü well-controlled
yer kontrollü yaklaşım ground-controlled approach
plasebo kontrollü placebo-controlled
randomize kontrollü deneme randomized controlled trial
kontrollü ilaçlar controlled drugs
kontrollü deneme controlled trial