simbiyotik bir ilişkiye sahiptir

simbiyotik bir ilişkiye sahiptir teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
simbiyotik bir ilişkiye sahiptir has a symbiotic relationship

simbiyotik bir ilişkiye sahiptir terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kendi tüzel kişiliğine sahiptir ve ab sistemi içerisinde finansal özerkliğe sahiptir has its own legal personality and enjoys financial autonomy within the eu system
simbiyotik bir ilişki a symbiotic relationship
simbiyotik bir ilişki kurmak form a symbiotic relationship
simbiyotik bir ilişki yaşamak enjoy a symbiotic relationship
simbiyotik symbiotic
simbiyotik symbiotically
simbiyotik ilişki symbiotic relationship
simbiyotik bakteri symbiotic bacteria
simbiyotik azot fiksasyonu symbiotic nitrogen fixation
simbiyotik yaşam symbiotic life
simbiyotik süreç symbiotic process
simbiyotik organizmalar symbiotic organisms
simbiyotik etkileşim symbiotic interaction
simbiyotik rolü symbiotic role
simbiyotik ürünler symbiotic products
simbiyotik sistem symbiotic system
ilişkiye bir bakış a look at the relationship
güçlü bir ilişkiye sahip olmak have strong correlation
herhangi bir ilişkiye sahip olmak having any relationship
bir ilişkiye geçmek moving into a relationship
böyle bir ilişkiye girmek entering into such relationship
bir müşteri tarafından ilişkiye aktarılan tüm bilgiler all information passed on by a customer in relation
ilişkiye girmek copulate
ilişkiye girmemek bear no relation
ilişkiye son vermek end a relationship
ilişkiye girmek have intercourse
ilişkiye sahip olmak own the relationship
ilişkiye sokmak bring into relation
ilişkiye zarar vermek damage the relationship
ilişkiye yatırım yapmak invest in a relationship
ilişkiye girmek have relation with
ilişkiye girmek bring into relationship with
ilişkiye odaklanmak focus on the relationship
ilişkiye devam etmek resume intercourse
ilişkiye girmek intercourse with
doğru ilişkiye girmek come into right relationship
ilişkiye genel bakış relationship overview
ilişkiye bak look at the relationship
ilişkiye yatırım yaptı invested in the relationship
ilişkiye göre according to the relationship
ilişkiye dayalı konular relationship-based issues
ilişkiye girdim had intercourse
ilişkiye girmek bear little relation to
ilişkiye atıfta bulundu referred to the relationship
cinsel ilişkiye girmek submit to sexual
cinsel ilişkiye izin ver allow sexual intercourse
ilişkiye bağlı depends on the relationship
cinsel ilişkiye zorlama coercion into sexual intercourse
ilişkiye başlamak begin relationship
ilişkiye uymak comply in relation