| bu mahkemenin önüne getirildi |
brought before this court |
bu mahkemenin önüne getirildi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| herhangi bir yetkili mahkemenin önüne getirilebilir |
may be brought before any competent court |
| adalet önüne getirildi |
brought before justice |
| derhal bir yargıç önüne getirildi |
brought promptly before a judge |
| hakimin önüne getirildi |
brought before a judge |
| yargıç önüne getirildi |
brought before judge |
| önüne getirildi |
brought in front of |
| gözünün önüne getirmek |
envision |
| önüne gelen her şeyi yıkan güç |
juggernaut |
| iskoç eteğinin önüne asılan kürk torba |
sporran |
| göz önüne sermek |
unfurl |
| gözler önüne seren |
unfurling |
| göz önüne sermek |
unroll |
| birşeyin önüne geçmek |
get in the way |
| göz önüne alındığında |
in consideration for |
| göz önüne alındığında |
when considering |
| gerçeği göz önüne alındığında |
given the fact |
| gerçeği göz önüne alındığında |
given the fact that |
| göz önüne alınmalı |
shall be considered |
| koşullar göz önüne alındığında |
given the circumstances |
| önüne alınabilir |
envisageable |
| önüne geçmek |
get in front of |
| eğrinin önüne geçmek |
get ahead of the curve |
| sözler göz önüne alındığında |
in consideration of the promises |
| mahkemenin kararı |
court's ruling |
| oyunun önüne geç |
get ahead of the game |
| hepsi göz önüne alındı |
they are considered |
| bu durum göz önüne alındığında |
given this situation |
| kuyruktakilerin önüne geçmek |
jump a queue |
| bu gerçeği göz önüne alındığında |
given this fact |
| göz önüne alıyor musun |
are you considering |
| bu gerçekler göz önüne alındığında |
given these facts |
| mahkemenin memnuniyetine |
to the satisfaction of the court |
| mahkemenin sicili |
registry of the court |
| gerçeği göz önüne alındığında |
considering the fact that |
| yukarıdakilerin tümü göz önüne alındığında |
considering all the above |
| mahkemenin kararı |
court's decision |
| mahkemenin yetkisi var |
the court has jurisdiction |
| mahkemenin tutulması |
holding of the court |
| önüne koymak |
put in front of |
| kişi göz önüne alındığında |
when one considers |
| mahkemenin kararı |
ruling of the court |
| eksikliği göz önüne alındığında |
given the lack |
| olasılık göz önüne alındığında |
considering the possibility |
| kendimin önüne geçmek |
get ahead of myself |
| mahkemenin yargı yetkisi |
jurisdiction of the court |
| mahkemenin yargı yetkisi |
court's jurisdiction |
| olduğu göz önüne alındığında |
given that it is |
| mahkemenin usul kuralları |
rules of procedure of the court |
| mahkemenin başka kararı |
further order of the court |
| mevcut durum göz önüne alındığında |
given the current situation |