sağlamakla sınırlı değil

sağlamakla sınırlı değil teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
sağlamakla sınırlı değil not limited to providing

sağlamakla sınırlı değil terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sağlamakla sınırlı limited to providing
sağlamakla görevli değil under no duty to provide
sağlamakla meşgul değil not engaged in providing
sağlamakla meşgul engaged in providing
sağlamakla yükümlü obliged to provide
sağlamakla yükümlü obliged to ensure
sağlamakla bağlantılı olarak in connection with providing
sağlamakla görevli charged with providing
sağlamakla meşgul olmak engage in providing
sağlamakla görevli is mandated to provide
sağlamakla ilgili concerned to ensure
sağlamakla ilgili concerned to provide
sağlamakla görevli tasked with providing
, belirli bir koruma sağlamakla yükümlüdür , is bound to grant the specific protection
sağlamakla uğraşmak deal with ensuring
sağlamakla uğraşmak deal with providing
sağlamakla görevli is tasked to provide
sağlamakla ilgili concerned with ensuring
sağlamakla görevli kişi person charged with ensuring
sağlamakla emanet entrusted with ensuring
bunu sağlamakla with ensuring that
sağlamakla meşgul engaged in ensuring
bunu sağlamakla providing that i would
sağlamakla sınırlıdır is confined to providing
sınırlı sınırlı limited restricted
sınırlı sınırlı limited pursuant
sınırlı değil not limited to
ile sınırlı değil is not limited to
ile sınırlı değil are not limited to
sınırlı değil is not restricted
sınırlı değil no bounds
sınırlı değil not confined to
sınırlı değil is not confined to
ama bunlarla sınırlı değil but no limited to
ile sınırlı değil are not restricted to
sınırlı değil are not confined to
artık sınırlı değil is no longer confined
özellikle de bunlarla sınırlı değil especially but not limited to
hiç sınırlı değil not limited at all
ama bununla sınırlı değil but not confined to
zamanla sınırlı değil is not limited by time
artık sınırlı değil no longer limited
zamanla sınırlı değil is not limited in time
ille de sınırlı değil not necessarily limited to
sınıfla sınırlı değil is not confined to the classroom
başka türlü sınırlı değil not otherwise restricted
sadece sınırlı değil not only restricted
çok sınırlı değil is not so limited
bununla sınırlı değil it's not limited to
göre sınırlı değil not restricted as per