| öğrenilecek bir ders var |
there's a lesson to be learned |
öğrenilecek bir ders var terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| öğrenilecek ders var |
there are lesson to be learnt |
| öğrenilecek bir ders |
a lesson to be learned |
| öğrenilecek bir ders varsa |
if there is one lesson to be learned |
| hala öğrenilecek bir şey var. |
there is still to be learned. |
| öğrenilecek çok şey var |
there is a lot to learn |
| öğrenilecek çok şey var |
there is much to learn |
| öğrenilecek dersler var |
there are lessons to be learned |
| burada öğrenilecek çok şey var |
much to learn here |
| hala öğrenilecek çok şey var |
there is still much to learn |
| hala öğrenilecek çok şey var |
much still remains to be learned |
| öğrenilecek çok şey var |
there is much to be learned |
| öğrenilecek şeyler |
things to learn |
| öğrenilecek |
will be learned |
| öğrenilecek beceriler |
skills to be learned |
| çoğu öğrenilecek |
most remains to be learned |
| öğrenilecek dersleri tanımlamak |
identify lessons to be learned |
| öğrenilecek çok şey vardı |
there was a lot to be learned |
| ders ve ders |
classroom and lecture |
| ders kitabı araştırması ve ders kitabı revizyonu hakkında unesco rehberi |
unesco guidebook on textbook research and textbook revision |
| burada önemli bir ders var |
there's an important lesson here |
| ders var |
there are lessons |
| yeterli ders var |
have enough classes |
| çok ders var |
has many lessons to |
| 8 ders var |
there are 8 lessons |
| orada bir irade var, bir yolu var |
where there's a will, there's a way |
| orada bir irade var bir yolu var |
where there's a will there's a way |
| orada bir irade var bir yolu var |
there's a will there's a way |
| bir istek var bir yol var |
there is a will there's is a way |
| bir istek var, bir yol var |
there's a will, there0s a way |
| bir cerrahın ameliyatla ilgili ek bir ders kitabı yoksa, ne yapar? |
if a surgeon doesn't have that additional textbook on surgery, what does he do? |
| bir seferde bir ders |
one lesson at a time |
| bir elin nesi var iki elin sesi var |
two heads are better than one |
| aralarında fark var bir dünya var |
there is a world of difference between |
| hala belli bir var var |
there still exists a certain |
| bir sorunuz var veya yardıma ihtiyacınız var |
have a question or need assistance |
| var olmak için bir nedeni var |
have a reason to exist |
| bir tane ders al |
learn one's lesson |
| bir ders |
a lecture |
| bire-bir özel ders |
one-on-one tutoring |
| onlara bir ders ver |
teach them a lesson |
| bir ders çizelgesi |
charting a course |
| yeni bir ders çizelgesi |
chart a new course |
| ona bir ders ver |
teach him a lesson |
| bire bir ders |
one to one lessons |
| değerli bir ders |
a valuable lesson |
| bire bir ders |
one-to-one tutoring |
| bir ders kitabı |
a textbook |
| öğrenilen bir ders olarak |
as a lesson learned |
| bir ders ki |
a course that |
| başka bir ders öğrendim |
another lesson learned |