Goca
Sözlük
sağladığı düşünüldüğünde
sağladığı düşünüldüğünde
teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı
Türkçe
İngilizce
sağladığı düşünüldüğünde
considering it provides
sağladığı düşünüldüğünde terimi için benzer kelimeler ve anlamları
düşünüldüğünde
in contemplation of
düşünüldüğünde
when considered
düşünüldüğünde
if considered
kürtaj düşünüldüğünde
considering abortion
getirmek düşünüldüğünde
considering bring
düşünüldüğünde
when considered from
internet düşünüldüğünde
considering the internet
üniversite düşünüldüğünde
considering university
bazıları düşünüldüğünde
while some considered
düşünüldüğünde
when contemplated
yoksulluk düşünüldüğünde
considering the poverty
düşünüldüğünde bile
even being considered
varyasyon düşünüldüğünde
considering the variation
sağlamak düşünüldüğünde
considering provide
birlikte düşünüldüğünde
when considered together
yapılmasını sağladığı
devolatilize
sağladığı gibi
as it provides
tüzüğün sağladığı gibi
as provided by statute
sağladığı sayılır
deemed to provide
sağladığı
that it provides
fon sağladığı gibi
as funding allows
politikaların sağladığı teminat
coverage afforded by the policies
sağladığı faydalar
benefits incurred
sağladığı iddia edildi
claimed to provide
sağladığı bilinen
known to provide
sağladığı anlaşma
the agreement provided that
anlayışın sağladığı
achieved by understanding
bu politikanın sağladığı faydalar
benefits provided by this policy
sağladığı gibi
as it ensures
sözleşmenin sağladığı
provided by the contract
sağladığı düşünülmektedir
is thought to provide
sağladığı sürece
as long asproviding
sağladığı
is that it provides
sağladığı ölçüde
in so far as it provides for
sağladığı avantajlar
the advantages that it provides
hükümetin sağladığı
that the government provides
kaliforniya yasalarının sağladığı gibi
as provided by california law
tam olarak sağladığı için
precisely because it provides
ormanların sağladığı çoklu faydalar
the multiple benefits provided by forests
yasaların sağladığı hiçbir hak veya çözümü içermez.
not exclusive of any rights or remedies provided by law.
fayda sağladığı bulundu
was found to benefit
sağladığı fırsat
the opportunity it provides
fon sağladığı ölçüde
to the extent that funds
gizliliğin sağladığı
privacy afforded
doğanın ne sağladığı
what nature provides
ekipmanın sağladığı koruma zarar görebilir
the protection provided by the equipment may be impaired
sağladığı faydalar
benefits engendered
şartların sağladığı
provided by the terms
birikimlidir ve sağladığı herhangi bir çözümü içermemektedir.
are cumulative and not exclusive of any remedies provided by
kanunun sağladığı koruma
protection afforded by the law