belirsizliği ortadan kaldırdı

belirsizliği ortadan kaldırdı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
belirsizliği ortadan kaldırdı eliminated uncertainty

belirsizliği ortadan kaldırdı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
belirsizliği ortadan kaldırmak dispel uncertainty
belirsizliği ortadan kaldırmak eliminate uncertainty
belirsizliği ortadan kaldırır takes the uncertainty out of
belirsizliği ortadan kaldırarak by removing uncertainty
belirsizliği ortadan kaldırmak remove uncertainty for
belirsizliği ortadan kaldırmak remove the ambiguity
bu belirsizliği ortadan kaldırmak için to eliminate this ambiguity
ihtiyacını ortadan kaldırdı has removed the need for
ihtiyacı ortadan kaldırdı obviated the need
yükü ortadan kaldırdı takes the burden off
yükümlülüğü ortadan kaldırdı abolishes the obligation
gereksinimleri ortadan kaldırdı abolished the requirements
ortadan kaldırdı have eliminated the
rolü ortadan kaldırdı eliminated the role
patent belirsizliği patent ambiguity
pazar belirsizliği market uncertainty
tahmin belirsizliği estimation uncertainty
politika belirsizliği policy uncertainty
ölçüm belirsizliği uncertainty of measurement
belirsizliği kanıtlamak proving elusive
belirsizliği azaltmak reduce uncertainty
belirsizliği gidermek remove uncertainty
rol belirsizliği role ambiguity
iş belirsizliği business uncertainty
değer belirsizliği valuation uncertainty
enerji belirsizliği energy uncertainty
sonuç belirsizliği uncertainty of outcome
iş belirsizliği job uncertainty
veri belirsizliği data uncertainty
teşhis belirsizliği diagnostic uncertainty
belirsizliği yönetmek manage uncertainty
kalibrasyon belirsizliği calibration uncertainty
belirsizliği yönetmek managing uncertainty
yatırımcı belirsizliği investor uncertainty
belirsizliği hesaba katmak to account for uncertainty
belirsizliği önlemek to avoid uncertainty
belirsizliği artırmak raise uncertainty
talep belirsizliği uncertainty of demand
tahminlerin belirsizliği uncertainty of estimates
piyasa belirsizliği in market uncertainty
belirsizliği gidermek resolve uncertainty
iklim belirsizliği climate uncertainty
yatırım belirsizliği investment uncertainty
belirsizliği benimsemek embrace uncertainty
iklim belirsizliği climatic uncertainty
değişim belirsizliği uncertainty of change
istihdam belirsizliği employment uncertainty
belirsizliği sağlamak accommodate uncertainty
yüksek pazar belirsizliği heightened market uncertainty
pozisyon belirsizliği position uncertainty