güvenceye almaya çalışmak

güvenceye almaya çalışmak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
güvenceye almaya çalışmak attempting to reassure

güvenceye almaya çalışmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
güvenceye almaya çalışmak trying to secure
güvenceye almaya çalış try to secure
güvenceye almaya çalıştı attempted to secure
almaya çalışmak trying to get
ele almaya çalışmak attempt to address
almaya çalışmak trying to take
almaya çalışmak working on getting
almaya çalışmak seek to get
almaya çalışmak endeavour to obtain
ele almaya çalışmak trying to address
ele almaya çalışmak attempting to address
almaya çalışmak attempt to get
satın almaya çalışmak attempt to purchase
almaya çalışmak attempting to retrieve
almaya çalışmak endeavor to obtain
almaya çalışmak attempt getting
ele almaya çalışmak attempting to handle
almaya çalışmak attempt to take
senden gelen zararları geri almaya çalışmak seek to recover damages from you
almaya çalışmak endeavor to get
tazminat almaya çalışmak trying to get compensation
nefes almaya çalışmak attempt to give breaths
almaya çalışmak attempting to take
ele almaya çalışmak work towards addressing
pozisyon almaya çalışmak attempt to position
ele almaya çalışmak trying to address with
boşuna bir şeyler almaya çalışmak trying to get something for nothing
almaya çalışmak trying to obtain
güvenceye alır shall secure
güvenceye alarak by securing
güvenceye ihtiyacım var need reassurance
güvenceye alarak by assuring
güvenceye almak make secure
güvenceye almak seek to secure
güvenceye almak attempt to secure
sosyal güvenceye kayıtlı registered with social security
rezervasyonu güvenceye almak secure the booking
bir şey güvenceye almak secure something
güvenceye aldım i'm reassured
güvenceye almak istiyorum want to secure
güvenceye ihtiyacım var need assurance
onu güvenceye al secure that
bir ev güvenceye almak secure a house
rezervasyonunuzu güvenceye alın secure your booking
güvenceye istekli eager to secure
yerinde güvenceye almak be secured in place
güvenceye istekli olmak are keen to secure
güvenceye dahil involved in securing
birini güvenceye almak secure one of
güvenceye almak put away safe