Goca
Sözlük
çift yüke karşı karşıya
çift yüke karşı karşıya
teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı
Türkçe
İngilizce
çift yüke karşı karşıya
are facing a double burden
çift yüke karşı karşıya terimi için benzer kelimeler ve anlamları
aşırı yüke karşı
against overload
aşırı yüke karşı sistem
system against overload
aşırı yüke karşı koruma
protection against overload
kendisine karşı tanıklarla karşı karşıya gelmek; sahip olmak
to be confronted with the witnesses against him; to have
karşı gelen davalarla karşı karşıya
faces lawsuits from
yüke duyarlı
load sensing
yüke duyarlı valf
load sensing valve
yüke dayanmak
withstand load
yüke duyarlı pompa
load sensing pump
yüke ekle
add to the burden
yüke bağlı
burden borne
yüke duyarlı
load sensitive
yüke duyarlı kontrol
load sensing control
yüke bağlama
load engaging
yüke duyarlı pompa
load sense pump
yüke düşme
drop in load
yüke takılı
installed downstream
yüke ekler
adds to the burden
otomatik yüke bağlı frenler
automatic load-dependent brakes
yüke duyarlı tip
load sensing type
aşırı yüke maruz
subject to overload
dört onstan daha fazla itici yüke sahip roket
rocket having a propellant charge of more than four ounces
yüke duyarlı hidrolik
load sense hydraulics
yüke koşmak
run on load
yüke bağlı
load borne
yüke bağlı
connected to a load
yüke tabi
subject to the burden
yüke duyarlı hidrolik devre
load sensing hydraulic circuit
yüke dayanmak
withstand a load
yüke duyarlı hidrolik
load sensing hydraulics
yüke duyarlı hidrolik devre
load sense hydraulic circuit
daha fazla yüke maruz kalır
are subject to higher loads
yüke maruz
subjected to load
finansal bir yüke neden olmak
cause a financial burden
yüke geçildi
burden is passed to
yüke dayanabilir
withstands load
yüke katkıda bulunanlar
contributors to the burden
yüke ekleyecek
will add to the burden
ağır bir yüke dayanmak
withstand a heavy load
yüke isteksiz
reluctant to burden
% 10 aşırı yüke dayanmak
withstand a 10% overload
yüke bağlı
load dependant
yüke duyarlı direksiyon
load sense steering
yüke izin verildi
load allowed
yüke binmek
ride a freight
karşı karşıya duran şey
vis-a-vis
karşı karşıya
confronting
zorluklarla karşı karşıya
face challenges
müşteri karşı karşıya
client facing
karşı karşıya
are facing