bir bilgisayardan güç alıyor

bir bilgisayardan güç alıyor teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir bilgisayardan güç alıyor powered from a pc

bir bilgisayardan güç alıyor terimi için benzer kelimeler ve anlamları
herhangi bir bilgisayardan from any computer
bir ana bilgisayardan from a host
bir ana bilgisayardan diğerine from one host to another
bir bilgisayardan diğerine yayılmış spread from one computer to another
bir istemci bilgisayardan from a client computer
bilgisayardan plakaya computer to plate
bilgisayardan uzak away from the computer
bilgisayardan çık get off the computer
bilgisayardan ayır disconnect from computer
bilgisayardan away the computer
bilgisayardan alındı retrieved from the computer
bilgisayardan from pc
ana bilgisayardan çıkar exits host
bilgisayardan kurulum installation from a computer
programı bilgisayardan kaldır remove program from computer
telefonunuzu bilgisayardan çıkarmak için to disconnect your phone from the computer
bilgisayardan daha anlayışlı are more computer savvy than
bilgisayardan ara call from computer
bilgisayardan uzaksın you are away from your computer
bilgisayardan giriş input from computer
bilgisayardan bilgisayara haberleşme computer-to-computer communications
güç alıyor is receiving power
ağır bir ücret alıyor exacts a heavy toll
kritik bir duruş alıyor takes a critical stance
bir hit alıyor is taking a hit from
gerçek bir ücret alıyor takes a real toll
ağır bir ücret alıyor is taking a heavy toll
bir konuyu ele alıyor tackles a topic
şu anda bir master kursu alıyor currently taking a master course
ekstra bir ücret alıyor attracts an extra charge
belirli bir taahhüt alıyor is undertaking specific
bir dizi yer alıyor is taking part in a series of
bir saat alıyor taking an hour
yepyeni bir boyut alıyor takes on a whole new dimension
aktif bir rol alıyor is taking an active role
bir vuruş alıyor are taking a hit
bir dakika alıyor taking a minute
lider bir rol alıyor is taking a leading role
bir portföyde yer alıyor included in a portfolio
bir rönesanstan keyif alıyor is enjoying a renaissance
bir dizi enstrümanın yerini alıyor replaces a series of instruments
rahat bir nefes alıyor heaves a sigh of relief
detaylı bir görünüm alıyor is getting a detailed look
bir vakayı ele alıyor addresses a case
bir zaman alıyor takes one's time
bir düzeltme yer alıyor a correction taking place
bir sorunu ele alıyor is addressing an issue
başka bir seçenek alıyor another option is taking
rolümün temel unsurları arasında bölgesel yönetimi içeren bir sözleşme yer alıyor key elements of my role include contract managing a regional
bir servis tazminatı alıyor musunuz? receive a service compensation?