tarafından gerektiği şekilde doğrulanmamış

tarafından gerektiği şekilde doğrulanmamış teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
tarafından gerektiği şekilde doğrulanmamış have not been properly substantiated as required by

tarafından gerektiği şekilde doğrulanmamış terimi için benzer kelimeler ve anlamları
doğrulanmamış unauthenticated
doğrulanmamış uncertified
doğrulanmamış unconfirmed
doğrulanmamış unverified
doğrulanmamış unvouched
doğrulanmamış liste unverified list
doğrulanmamış iddialar unsubstantiated claims
doğrulanmamış iddialar unsubstantiated allegations
doğrulanmamış not validated
doğrulanmamış masraflar unsubstantiated charges
doğrulanmamış bilgi unverified information
kimliği doğrulanmamış not authenticated
doğrulanmamış is unsubstantiated
doğrulanmamış non validated
doğrulanmamış iddia unsubstantiated assertion
doğrulanmamış varsayımlar unsubstantiated assumptions
doğrulanmamış bilgi unsubstantiated information
doğrulanmamış non-verified
tamamen doğrulanmamış completely unsubstantiated
doğrulanmamış raporlar unverified reports
reddedilenler, varlıklar ve doğrulanmamış kişiler denied persons, entities and unverified
yeterince doğrulanmamış insufficiently justified
doğrulanmamış görüşler. unsubstantiated opinions.
doğrulanmamış iddialarda bulunmak making unsubstantiated claims
doğrulanmamış suçlamalar unsubstantiated accusations
doğrulanmamış kanıt unsubstantiated evidence
doğrulanmamış anket unvalidated questionnaire
henüz doğrulanmamış bir yöntem a method not yet validated
doğrulanmamış is unverified
doğrulanmamış bir sıkma an unsubstantiated tightening
yanıltıcı ve doğrulanmamış misleading and unsubstantiated
gerektiği şekilde in a due manner
gerektiği şekilde bu raporun imzalanmasına neden oldu has duly caused this report to be signed
gitmesi gerektiği şekilde in the way he should go
veya gerektiği şekilde revize edildi or revised as necessary
gereğince, gerektiği gibi as required
gerektiği zaman when required
olması gerektiği it's meant to be
olması gerektiği gibi as it should be
için gerektiği gibi as required for
gerektiği kadar as often as necessary
gerektiği gibi as is necessary
gerektiği kadar as often as needed
gerektiği kadar as far as necessary
gerektiği kadar as long as necessary
için gerektiği gibi as needed for
gerektiği kadar for as long as necessary
gerektiği kadar as much as necessary
olması gerektiği gibi the way it should be
olması gerektiği gibi as they should be