başınız dertte değil

başınız dertte değil teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
başınız dertte değil you aren't in a trouble

başınız dertte değil terimi için benzer kelimeler ve anlamları
butona basınız push-button
butona basınız push button
başınız sağolsun my condolences
başınız sağolsun deepest condolences
başlata basınız press start
geri tuşuna basınız press the back button
fren pedalına basınız depress the brake pedal
başınız mı dönüyor are you dizzy
debriyaj pedalına basınız depress the clutch pedal
başınız sağolsun deep condolences
başı dertte in trouble with
başı dertte olmak trouble one's head with
başı dertte up the creek
başı dertte olmak in trouble
başı dertte is in trouble
kanunla dertte in trouble with the law
başı dertte was in trouble
başı dertte has trouble
başın dertte you're in trouble
başı dertte olacak will be in trouble
başı dertte she is in trouble
başı dertte olan insanlar people in trouble
başı dertte he has trouble
dertte yardım help in trouble
başı dertte when in trouble
başı dertte he's in trouble
başı dertte in trouble for
başımız dertte we are in a trouble
boynuna kadar başı dertte up to his neck in trouble
başı dertte she has trouble
başı dertte falls into trouble
başı dertte is in serious trouble
başı dertte şirketler companies in trouble
başı dertte bankalar banks in trouble
başı dertte hayvanlar animals in trouble
ekonomi başı dertte economy is in trouble
sektörün başı dertte the sector is in trouble
başı dertte çünkü in trouble because a
başı dertte he'd have trouble
başı dertte olan çocuklar children in trouble
çok iyi değil çok kötü değil not so good not so bad
hiç hoş değil, bir şey değil. not at all o you're welcome
iyi değil fena değil not good not bad
artık mümkün değil veya istekli değil is no longer able or willing to
daha iyi değil daha kötü değil, sadece farklı not better not worse, just different
- samsung değil, sony değil mi? -not samsung, not sony?
hiç iyi değil come to no good
o benimle değil bana karşı he that is not with me is against me
kalp içinde değil heart not in it
yatkın değil implausibility