yaşanan engeller

yaşanan engeller teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yaşanan engeller obstacles experienced

yaşanan engeller terimi için benzer kelimeler ve anlamları
engeller veya engeller prevents or obstructs
engeller ve engeller obstacles and barriers
engeller ve engeller barriers and obstacles
yaşanan sorunlar problems experienced
yaşanan zorluklar difficulties experienced
talepte yaşanan düşüş downturn in demand
yaşanan gecikmeler experienced delays
yaşanan zorluklar challenges experienced
yaşanan sorun problem experienced
yaşanan sorunlar issues experienced
yaşanan seviyeler levels experienced
yaşanan zararlar losses experienced
sık yaşanan happening often
yaşanan değişiklikler changes experienced
yaşanan koşullar conditions experienced
yaşanan sorunlar problems experienced with
yaşanan faydalar benefits experienced
yaşanan şiddet violence experienced by
yaşanan problemler problems incurred
yaşanan başarısızlıklar failures experienced
yaşanan sorunların boyutu extent of problems experienced
yaşanan olaylar events experienced
yaşanan hisler feelings experienced
geçen yıl yaşanan experienced in the past year
geçmişte yaşanan durumlar situations experienced in the past
yaşanan çatışma the conflict experienced
daha önce yaşanan herhangi bir şey anything experienced before
1997-1999 yılları arasında yaşanan güçlü büyümenin ardından aktifleri değişmedi. their assets are now stable, after a strong growth experienced during 1997-1999.
ardından yaşanan durgunluk recession which followed
yaşanan şiddet violence ensued
yaşanan düşüşler experienced falls of
ne zaman yaşanan gecikmeler experienced delays when
engeller barriers
engeller impedes
tarife dışı engeller non-tariff barriers
düzenleyici engeller regulatory barriers
düzenleyici engeller regulatory hurdles
tepedeki engeller overhead obstructions
ticarette teknik engeller technical barriers to trade
fiziksel engeller physical disabilities
sürücüler ve engeller drivers and barriers
engeller blocks away
düşük engeller low barriers
zihinsel engeller mental disabilities
alt engeller lower barriers
potansiyel engeller potential barriers
onları engeller prevents them from
engeller it prevents
sosyal engeller social barriers
bürokratik engeller bureaucratic hurdles