ezilen kültürler

ezilen kültürler teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ezilen kültürler oppressed cultures

ezilen kültürler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kültürler arasında ve kültürler arası among and between cultures
hem kültürler arasında hem de kültürler arasında geniş farklılıklar vardır. have wide variations both within and between cultures
ezilen downtrodden
ezilen insanlar oppressed people
ezilen gruplar oppressed groups
ezilen are oppressed
ezilen ulus oppressed nation
fakir ve ezilen the poor and oppressed
ezilen azınlık oppressed minority
ezilen kadınlar oppressed women
ezilen nüfus oppressed population
ezilen ve marjinalleşmiş oppressed and marginalised
ezilen azınlıklar oppressed minorities
kim ezilen who are oppressed
ezilen ve kuşatılmış oppressed and besieged
ezici ve ezilen oppressor and the oppressed
ezilen hükümetler oppressed governments
ezilen çoğunluk oppressed majority
ezilen ülkeler oppressed countries
ezilen sınıf the oppressed class
ezilen durum oppressed condition
ezilen haklar rights trampled on
ezilen kitleler oppressed masses
ezilen bir halk an oppressed people
kültürler arası cross-cultural
kültürler cultures
çoklu kültürler multi-cultures
kültürler arası across cultures
farklı kültürler different cultures
kültürler arası iletişim cross-cultural communication
yabancı kültürler foreign cultures
aktif kültürler active cultures
kültürler arası farkındalık cross cultural awareness
diğer kültürler other cultures
canlı kültürler live cultures
çelişen kültürler crossing cultures
çoğaltan kültürler replicate cultures
canlı ve aktif kültürler live and active cultures
geleneksel kültürler traditional cultures
probiyotik kültürler probiotic cultures
erken kültürler early cultures
tehdit altındaki kültürler threatened cultures
sözlü kültürler oral cultures
çoklu kültürler multiple cultures
canlı aktif kültürler live active cultures
kültürler arası çalışma working across cultures
kültürler arasında köprüler kurmak build bridges between cultures
kültürler arasında çalışmak work across cultures
kalıcı kültürler permanent cultures
bütün kültürler entire cultures